Bahtiyarbostan mahallesi / kıştan Ağustos 31, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2UkycrS Devamını oku»
Sivas Ulu Cami, onarımdan önce.. 1950 Ağustos 31, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2PyiUB7 Devamını oku»
Kongre binası Atatürk'ün odası Ağustos 31, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2Zo68K2 Devamını oku»
Sularbaşı Pekmez Sokakta yıllardır kaderine terk edilen eski bir Sivas evi . Ağustos 30, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2ZyjNNL Devamını oku»
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama soba içten içe öyle yanıyor ki. Sobanın üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım... Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk . . . Mustafa Zorlu yazısıdır ... #Sivassularbaşıçayyurttavşanbayırıbezirci #SivasHerfene Ağustos 30, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/30NVBV0 Devamını oku»
Falih Rıfkı Atay diyor ki: “Nemiz varsa; eğer bağımsız bir devlet olmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak; yurdumuzu batının, vicdanımızı ve düşüncemizi Arapların pençesinden kurtarmışsak; şu denizlere bizim diyor bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak; hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.” Bayramımız Kutlu Olsun. Ağustos 30, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2MJtqn1 Devamını oku»
Sirer caddesi / 2015 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun Ağustos 29, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2UcC6Dj Devamını oku»
Yukarı tekke / şimdi Cümle geçmişlerimize Allah rahmet etsin Ağustos 29, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2zuLfNU Devamını oku»
Sedat Karaçor ağabeyin albümünden Ağustos 29, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2PkVzTq Devamını oku»
Alibaba mahallesinde şimdi rastladığım özlediğimiz bir fotoğraf 😊 Ağustos 29, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2Ub9mKU Devamını oku»
Sivas Belediye Konservatuarı Türk Sanat ve Türk Halk müziği bölümünün Erzurum Radyosuna yaptığı program hatırası. Yıl 1988 Konservatuar müdürümüz Ömer Dilek Talu nun gayretleri ile gerçekleşen bir program . O zamanlar belediyeler bazında faaliyet gösteren en iyi korolardandı. Belediye değişince Konservatuar yönetimide haliyle değişti ve o güzelim konservatuar dağıldı gitti . Sivasta artık böyle kurumlar yok . Bu tür faaliyetler yapılmıyor ne yazık ki .. Ağustos 29, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2zven7O Devamını oku»
Eskiden koca koca insanlar pikniklerde oyunda oynardı , şimdi çocuklar bile oynamıyor... Sivas Fidanlık 1976 Ağustos 28, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2Zkd4HW Devamını oku»
Yukarı Tekke 1978 de bir sünnet gezisi. Ağustos 28, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2Ub3HVj Devamını oku»
4 Eylül Altıntabak mahallesi / 2000 ler Ağustos 28, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/32j3Itl Devamını oku»
Albay Reşat, Türklüğün sessiz onurudur, gururudur, cesaretidir. O, Türk Ulusu'nun temsil ettigi tüm değerlerin simgesidir. O, başlı başına bir Türkiye'dir. Ve O'nun yazgısı, gerçekte Türkiye'nin yazgısıdır... Adını Türk edebiyatında sıkça duyduğumuz Ziya Paşa‘nın oğlu olarak İstanbul’da doğan Albay Reşat, 1896 yılında Harp Okulu’nu bitirmiş ve Türk’ün kurtuluş mücadelesi verdiği bir dönemdeki birçok savaşta başarıyla savaşmıştır. Önce Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda, sonra Birinci Dünya Savaşı’nın Çanakkale cephesinde, sonra ise Muş ve Bitlis’in düşman işgalinden kurtuluşunda çok büyük başarılar gösteren Albay Reşat, Mustafa Kemal Paşa‘nın takdiriyle birlikte madalyalar kazanmıştır. 1918'de İngilizlere esir düşen Reşat Bey, daha sonra esaretten kurtulur kurtulmaz Aralık 1919'da Milli Mücadele'ye katılmak üzere İnebolu'dan "İstiklal Yolu" üzerinden Ankara'ya geçmiştir. Reşat Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından 11. Kafkas Tümeni (sonradan 21. Tümen) Komutanlığı'na getirilmiştir. Yarbay rütbesi ile İnönü ve Sakarya muharebelerine de iştirak eden ve olağanüstü performans gösteren Reşat Beye, son olarak 57. Alay Komutanlığı görevi verilmiş; bizzat Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından, Büyük Taarruzun ikinci gününde, muharebenin ve de ülkenin-ulusun kaderini etkileyecek en kritik mevkide yer alan -Sincanlı Ovasından Dumlupınar'a kadar tüm yolların önündeki en stratejik engel olan- Çiğiltepe'yi düşmandan temizlemesi emredilmiştir. Ne var ki, bu tepenin onemini çok iyi bilen Yunan Başkomutanı Trikopis ise, en zinde kuvvetlerini, üstün ateş gücüyle bu tepeye yığmış; tahkimatı tamamlamıştır. İşte gerisi resmi kayıtlardan... “… 27 Ağustos 1922 sabahı 57. Alay Çiğiltepeyi kuşatmış, saat 10.30'da Mustafa Kemal telefonda komutana; - Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız? - Komutanım, yarım saat sonra alacağız. - Başarılar diliyorum. Mustafa Kemal (10.45): - Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli. - Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız. Mustafa Kemal (11.00): - Reşat Bey'i istiyorum. - Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım. - Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım. Mustafa Kemal'in gözlerinden yaşlar boşanır: - Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir. 11.45 Başkomutanın telefonu çalar: - Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası'na doğru kaçmaktadır, arz ederim”. İlgili resmi kayıt burada biter. Sonrasını Başkomutan Mustafa Kemal Paşa şöyle ifade eder: “Türk Askerine, Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Burada şehit olan kahraman evlâtlarımızı minnetle anıyorum, ruhları şâd olsun.” Ağustos 26, 2019 via Sivas Herfene http://bit.ly/2U9Yr4q Devamını oku»