Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sivas Kümbet Selçuklu Yeşil camide bir Mevlidi şerif'ten Allah cümle geçmişlerimize rahmet etsin 🤲/ 30 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3OCumWk

Sivas Fevzi Çakmak caddesi Gökmedrese 🐱 30 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3bFWXLO

Sivas 4 yol Taşhan Paşa cami / şimdi 30 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3a0bC4h

Sivas meydan / 29 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3OPYbT3

Sivas Gökmedrese / şimdi / 29 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3bxdGB3

Yıl 1965 Sivas Devrim İlkokulu Gülseren Kaya Aydoğan hocamın arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3nr1Qet

Rahmetli Zeki Çubukçu abi albümünden bu notla paylaşmıştı 5 yıl önce. "Rahmetli Abim ( Foto Dilek ) Turan Çubukçu ."

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HZHxhE

Allah rahmet eylesin Kadir Üredi hocanın güzel bir yazısı. Yazıda bahsi geçen Çekiçli Hasan dayım olur . BİR ZAMANLAR ÇAYIRAĞZI Şehrimizin güney eteklerindeki kutsal kırklar pınarından başlayıp Kızılırmak nehrinin kumsallarına kadar ulaşan çayırağzı dediğimiz bu bölge 1972 yıllarına kadar şehrin bittiği yüzlerce yıldır yeşili kaybolmayan tarla ve bostanların başlangıç noktası idi. Çayırağzı demek; Sivas’ın bedi, bereketi toprak ananın bağrından çıkarıp evlatlarına, cömertce sunduğu mahsul anbarı demekti. İlkbaharda dağlardaki kar eridiği zaman Kızılırmak nehrinin suları kabarır, yatağına sığmaz. Sarımtırak rengi ile Eğriköprü Kesikköprü arasındaki bölgenin tümünü kaplardı. Birkaç gün sonra sakinleşen ırmak yatağına çekilirken geride bıraktığı minarelerle çayırağzı ovasının toprağını bereketlendirirdi. Günler sonra ağaçlar yeşil bir renge bürünür, kardelenlerin, Nergislerin, papatyaların taçlandırdığı, çayırağzı; adlandıramadığımız, daha çok yeşilin hakim olduğu nadide bir yaşmağa bürünürdü. Güzün sıcak diyarlara giden kuşlar ana yurtlarına geri döner. Binlerce kuş paşa çayırına, Harman çayırına dağılır, dere kenarlarına filizlenen ağaçların tepelerine, evlerin bacalarına yuvalarını yeniden yapar. Baharla beraber, rızıklarını topraktan çıkaran, ağırbaşlı reçberlerin bostancıların toprakla vuzlatı başlar, tarlalarını sürer, bostanlarını beller. Besmeleyle eller gökyüzüne açalırken “yarabbim; kuşların, kurtların, karıncaların, böcüklerin, cucüklerin nasibi içinde olsun, içi sırada bizlerinki olsun amin 1!” dualarıyla tarlalara tohumlar serpilir, bostanlara fideler dikilir. Bostanlardaki Alağçıklar onarılır, yağmurdan, güneşten korunmak için, üzeri kavak dalları ile örtülür. Birkaç basamaklı merdivenle çıkılan terasına, hasırlar kilimler serilir. Minderlerin arkalarına hasır yastıklar konur. Çayırağzı’nın, pulur’un, çekicin, şeyhçobanın, ağırbaşlı recberleri toprağına gözü gibi bakar, bir dediğini iki etmez, sürer, beller, çapalar, ayıklar filizlenen her fide bostancı ailesinin ümidi geleceklerinin güvencesi olur. Filizler büyür boy atar. Kırklar pınarından, ta! Kızılırmak nehrinin sarımtırak sularına kadar uzayan bu ovalardan bereket fışkırır. Güçlenen toprak burada nehrin bulanık sularına kafa tutar yatağını geçmesine müsaade etmez. Kırkikindi yağmurları ile ıslanan toprağın bekereti dışa taşar. Kimi mahsul toprak üstünde, kimileride toprak altında büyür. Bu aylarda ümitlerini toprağa bağlıyanların yüzleri gülecen olur. Bostanlarda tarla başlarında yakılan ocakların dumanı gökyüzüne daha bir istekle yükselir. Toprağa atılan her tohum tanesi burada bire kırk verir. Bu bölgenin toprağından bereket fışkırır. O zamanlardaki şehir halkının; bilhassa dış mahallelerde oturanların çoğunluğu geçimlerini recberlik ve hayvancılıkla kazandıkları için, bu ailelerdeki sığırların çoğunluğu paşa çayırının geniş otlaklarında yayılırdı. Günün her saatinde ucu bucağı görünmeyen bu koca ovayı, yaylıma gelen camızlar, inekler, koyun sürüleri yılkı atları doldururdu. Sıptırıc’ın “günümzdeki Gültepe mahallesi” tepesinden ovaya baktığımızda, bugün televizyonlarımızın yayınlarındaki belgelesellerde ilgiyle izlediğimiz bakir tabiatın gerçek güzelliklerini bu ovalarda görürdük. Burada; yanık yüzlü çobanlar; binlerin oluşturduğu sığırlarına hakim olmanın keyfini çıkarır. Pünzürük ırmağının kıyısındaki ulu sögüt ağaçlarının gölgesinde, azığıyla karınlarını doyuran bu çobanlara; sığırcıklar, güvercinler yaban ördekleri su kuşları, Leylekler isimlerini bilmediği bir sürü kuş türü arkadaş olur. Kâh; turna katarlarının uçuşunu, sonsuzlukta kayboluncaya kadar takip eder. Kâh binlerce sığırcık kuşunun gökyüzünde yaptıkları muhteşem gösteriyi izlerdi. Yaz aylarında şehir bir fırın gibi yandığı için bostancı aileler çoluk çocuklarıyla alağçuklara taşınır. Güz mevsiminin son aylarına kadar, ev yaşantısı, komşuluk ilişkileri bostanlarda alağçuklarda sürdürülür. Uzak yakın bostan komşuları bilhassa bayanlar, çok zaman öğle yemeklerini toplandıkları alağçukta birlikte yer. Toprağa bağlı erkekler akşamları bir alağçukta toplanır. Çayırağzının ferah gecelerinde sıcak muhabbet demleri yaşanırken yudumlanan kahvelerde yorgun bedenler dinlenir. Tabanındaki su toprağa yakın olduğu için paşaçayırına bakıldığı zaman hep yeşil görünür. Bu yüzden olsa gerek bu yazının rüzgarı devamlı serin eser. Kış süresince paşaçayırını örten en az elli, altmış santim kalınlığındaki kar Şubat ayının 17 sinde esmeye başlayan kaba yelle erimeye başlar. Bir birkaç gün sonrada ovanın görüntüsü bir deryaya dönüşür. Suyun çoğunu emen toprak, geride, Haziran ayının ortalarına kadar kurumayan yer yer irili ufaklı gölcükler bırakır. Buraları önce kurbağalar mesken tutar. Bir zaman paşa çayırı susmak bilmeyen kurbağa sesleriyle çınlar. Gölcüklerin kıyılarında körpe kamışlar filizlenir. Su kuşları üremek için bu kamışlıklara yuva yapar. Ova her dem binlerce kuşun melodik sesini dinler. Geceleri ay paşa çayırındaki bu gölcüklerde yansır. Bu yansımaya avcılar ayna der. Bu yüzden göle konan su kuşlarını, avlamak için en iyi bu aynalar hedef haline getirir, bundan dolayı yansımaların en uygun kıyılarına “Sermayeli yürümek olan” deneyimli avcılar, keseklerle, kamışlarla, ağaç dalları ile, mağzalar yapar; daha sonrada sökün denilen ördek ve kaz sürülerinin uçuş güzargahlarındaki bu gölcüklerde birkaç gün yemlenip dinlenme molalarını bekler. Onbeş yirmi gün devam eden bu sökün dönemi, mazgallarıda sabırla bekleyen avcıların en fazla avlanma günleri olurken bir zamanda paşa çayırının kendine has doğa kokusunu, barut kokuları kaplar. Yine bu ovalarda Tazılarına, tavşan, tilki yakalatmak için avcılar dolaşır. Zaman zaman bir tavşanı yakalamak için peşinden ölesiye kovalıyan tazısını cesaretlendirip yüreklendirmek için. Çobanların, avcıların, tazı sahiplerinin bağırtıları naraları paşaçayırının sonsuz ufuklarına dalga dalga yayılır. Yaz aylarında, atlarıyla arabalarıyla göçerler gelir paşa çayırına. Yer yer diz boyuna yaklaşan yaylaklarına ak çadırlarını kurar göçerler. Ovanın görüntüsü daha bir güzelleşir. Bir zamanda bu ovalar göçerlerin kendilerine has bir ahenkle çalıp söyledikler türkü keman ve ritim sazlarının sesleriyle yankılanır. Zamanı gelince çayırağzındaki bostanlarda emek karşılığının hasatı başlar. Salatalıklar, domatesler, biberler, fasulyalar, kalbul kalbul telis telis toplanır. Ne hikmetse çayırağzılı kömürlüoğullarının muhtar Fikret emminin kaleboynulu, zulumların Hacı ağabeynin, çekişli Hasan emmi ile şeyh Çobanlı Etem emminin “Mustafa Balel’in dedesi” yetişdirdikleri salatalıkların, domateslerin tadına, lezzetine doyum olmazdı. Pancarlar, maydanozlar, soğanlar, biçilir demet edilir. At arabalarıyla, kağnılarla garipler pazarına götürülerek paraya dönüştürülür. Sivaslı aileler, analar hasat mevsiminde bostanlara doluşur. Turşuluk salatalıklarını pancarlarını, biberlerini domateslerini heveslenirlerse ucubucağı görünmeyen bostanlardan kendi elleriyle toplar. Topladıklarının pahası sorulmaz, hele hiç tartılmaz gözerler: telisler dolusu salatalıklar, kucak kucak pancarlar, bohcalar dolusu kurutmalık maydanozların, terelerin fiatlarının çarşıda kaça satıldığını iyi kötü bilen alıcılar aldıklarının ücretini fazlası ile öderken Allah bereket versin, güle gül yiyin lafı o zamanki insanların biribirine olan güvenlerinin kanatlarının yüceliniği oluşturan duygular olur. İleriki aylarda sararıp olgunlaşan ekinlerin tırpanla orakla biçilmesi başlar. Tarlalar ekin yığınları ile dolar. Ova sabahtan akşamın geç saatlerine kadar ölesiye çalışan insanlarla kaynaşır. Günün her saatinde kağnılar gıcırdıyarak harman çayırına, paşa çayırına sap taşır. Sivas’ın yalnızlığını, Mazı’nın kağnı yastığına sürtünmesinden çıkan dertli inleyişin sesi doldurur. Harman yerlerine çadırlar kurulur. Hasat kaldırılıncaya kadar reçberlerin çoğu bu çadırlarda kalır. Günlerce dövenler döner buğdayı başaktan ayırmak için ikindi saatlerinden sonra Merekümden esen ılık bir rüzgarla, buğdayı samandan ayırmak için harmanlar savrulur. Reçberler kanter içinde kalır. Gömlekleri sırtlarına yapışır. Buğdayını cec ederken, böcük, cücük, kurt, kuş harmanlardaki buğdayla karınlarını kursaklarını doldurur. Yaradan bunların rızıklarınıda birlikte vermiştir. Reçberlerin gönlü yüce gözü toktur. Emeğinden gökte uçanla yerle sürünen mahlukatında yararlanmasına vesile olduğu için, recber Allah’a şükredici hamdedici olur. Çayır ağzının paşa çayırının güz mevsiminde güzelliği daha bir başka olur. Binlerce ağacın taçlandırdığı uçsuz bucaksız bu ovaları bir gecede hazan yaprakları gazeller kaplar. Ova adlandıramadığımız renklerle donanır, coşkulu yeşilliğin yerini sarının hüzün dolu rengi devralır. Havadaki kuşların, yerdeki böceklerin, ötüşlerindeki ahenk değişir. Sesler bir yürek inleyişine, bir ayrılık feryadına dönüşür. İsmini hatırlayamadığımız, içli bir ozanın dediği gibi; Döndüm harmanlardan artan başağa, Senal sarı sarı sen savur beni, Döndüm daldan düşen kuru yaprağa, Seher yeli yerden yere vur beni, Çayırağzında güz mevsiminin yaşantısı; bir yaralı yürek çığlığına duygsal yaratılanların sebebini bilmedikleri bir gönül feryadına dönüşür, ve bunu yaşamayan bilemez… Buralarda rüzgar ağaçların arasından ıslık çalarak geçerken, bostancılar toprak ananın bağrında büyüttüğü son mahsüllerini çıkarır. Bostanların ortalarında yer yer, patates, turp, şalgam, soğan, havuç, şeker pancarından tepeler oluşur. Gece gündüz kağnı çetenleri ile pazarlara meydanlara evlere mahsul taşınır. Sivas haftalarca gıcırdayan kağnı seslerini dinler. Günlerce İstasıyon rampasına çetenler dolusu şeker pancarı çekilir. Toprak yollar bir toz deryasına dönüşür. Bostancılar taşımakla, satmakla, fakıra fukaraya telis telis konuya komşuya kalbur kalbur dağıtmakla çayırağzında ürettikleri mahsulü yinede tüketemezler. Bostanlara kuyular eşilir. Mahsulün geriye kalanları ilkbaharda çıkarılıp satılmak için ayrı ayrı kuyulara doldurulduktan sonra üzeri toprakla örtülürken, sadık yarin kara bağrına emanet edilir… Lahanaları taşımakla satmakla evlere stok etmekle tükedemedikleri için çok zaman tarlada üzerlerine kar yağar. Sivas’ın ulu zatları bu bölge topraklarının Halil İbrahim bereketiyle mükafatlandırıldığını anlatır. Çook yıllar önce, bu ovalarda gezmek, buraların havasını teneffüs etmek insanın yorgun bedenini dinlendirir. Hayat sıkıntılarının vermiş olduğu üzüntülerden bir anlığınada olsa arındırırdı. Bilhassa günbatarken sararmış ağaçların rüzgarla inleyen sesini dinlemek dalından kopan bir sarı yaprağın toprağın sadık bağrına kavuşmasını yer yer yanan çoban ateşindeki dumanların gamlı gamlı gökyüzüne doğru miracını izlemek o yıllardaki tutkularımızın başında gelirdi. Buralarda öylesine değişik günbatımı demleri olurduki; Tanrıyla baş başa kalmak için yalnızlaşan bir mabed havası sezilirdi, çayırağzının sessizleşen ikliminde. Bir zamanlar; Harman çayırı, çayırağzı, paşaçayırı demek Sivas’ın canı, ciğeri, havasını tepdil etmek için Allah’ın Sivas’a bir lütfu bir nimeti demekti. Maalesef o nimetten bugün eser kalmadı… 1. Rahmetli, zulumların Mehmet Menteşili’den dinlemiştim.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3a16RHD

Eski mahallem Sivas Akdeğirmen mahallesinde Gün akşam olmak üzere 😥/ şimdi 29 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Ad1WxT

Evet sonunda çabalarımız sonuç verdi. Taşhanın etrafı temizleniyor . Bu karar için belediyeyi kutluyorum . Öndeki iki yama binanın da yıkılarak tarihi taşhanın ortaya çıkması tek dilegimizdir.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3udqxyJ

Sivas Çifteminareyi çekerken Gülseren Kaya Aydoğan hocamın süprizi 🤗 / şimdi 29 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3u7Xgp1

Evet sonunda çabalarımız sonuç verdi. Taşhanın etrafı temizleniyor . Bu karar için belediyeyi kutluyorum . Öndeki iki yama binanın da yıkılarak tarihi taşhanın ortaya çıkması tek dilegimizdir.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3a5gjK8

1975 Sivas Etembeyin parkı Fotoğraf arşivimden bana kim göndermiş hatırlayamadım

via Sivas Herfene https://bit.ly/3bAPuxN

Sivas Dikilitaş mahallesinin gençleri Ergin Karataş arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/39X9Xwa

Sivas Afyon sokağının Eski Belediye sokaktan görünüşü

via Sivas Herfene https://bit.ly/3u8eiTY
via Sivas Herfene https://bit.ly/3nkHKCz

Çocukluk Kahramanımız Güzel İnsan Efsane oyuncumuz, Türkiye’nin ortak değerlerinden Cüneyt Arkın’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz Milletimizin başı sağolsun .

via Sivas Herfene https://bit.ly/3I1eRoG

Sivas 4 yol Ziyabey kütüphanesi / şimdi 28 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3bzvg7y

Avni Özbenli ve Muzaffer Sarısözen 1940'lı yıllar olmalı

via Sivas Herfene https://bit.ly/3u9XvA3

Ali Cengiz Gülderen Hocam Sivas Çayırağzı mahallesi fotoğrafımı muhteşem çalışması 👏👏 MEMLEKET HASRETİ.RESMİNİ YAPARAK AVUNUYORUM.ERDOĞAN ÖNEMLİ BIÇAK ' A ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.SAYESİNDE ÖZLEMİMİ GİDERİYORUM.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3nnvxNE

Sivasımızın Sevilen İnsanlarından Yaşar Türkmen Kardeşimiz , Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur, Allahtan Kardeşimize Rahmet , Ailesine Sabır , Yakınlarına ve Sevenlerine Başsağlığı Diliyoruz.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3xZyaKe

Sivas Güdük minare mahallesinde yokolan Şemsettini Sivasi dergahı

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Noblpn

Sivasımızın Sevilen İnsanlarından Yaşar Türkmen Kardeşimiz , Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur, Allahtan Kardeşimize Rahmet , Ailesine Sabır , Yakınlarına ve Sevenlerine Başsağlığı Diliyoruz.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3P0XWVB

Sivas kalesinden Gökmedrese / 26 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HRSdic

Sivas Buğday pazarı Bıçakçıların önü / şimdi 26 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3tZWoTl

Sivas'ın heryerine yetişmiş Çınar ağaçları dikiliyor Kepçeli kavşağından Behrampsşa hanı / şimdi 26 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3bw4RHx

Sivas meydan Vilayet binası / şimdi / 26 haz 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Os0rjG

Sivas Kızılırmak / şimdi / 26 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3nnr3Gs

Bugün Sivas Tavra boğazından / 25 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3QMC9Cw

Sivas kalesinden Denize doğru bir bakış 🤗 25 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3njpYj0

Sivas Tavra boğazı / 25 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/39PmnX5

‪Mekteb-i İdadi ve Sanayihane Dairesi inşaatı, Yıl 1892.‬ ‪Abdülhamid Han Arşivi'nden muhteşem bir resim.‬ Resmin altındaki yazı: "Sivas kasabasında mekteb-i mülki-i idadinin civarında büyük bir arsa yüzlerce seneden beru umrandan hali ve metruk idi bu arsanın pişgahında Selçuklular zamanında yapılmış bir müzeyyen kargir kapı olub asar-ı atikadan madud ve elvan çiniden mamul pek güzel iki minare mevcud olmağla salifüzzikr arsaya dahi saye-i cenab-ı hilafetpenahide bir ciheti sıbyana mahsus mükemmel bir mekteb-i idadi ve diğer tarafına da aceze-i etfal tahsil-i sanata iştigal eylemek üzere bir sanayihane dairesi yapıldığından alınan resmidir 1 Kanun-ı Evvel 1308" Buna göre binanın Mekteb-i İdadi ve Sanayihane Dairesi olarak yapıldığı yazıyor. Daha sonra Rüştü'ye ve İsmet Paşa Mektebi olmuş. Birkaç kıymetli Hocamız dün bu binanın İdadi olmadığını söylediler. Büyük ihtimal verdikleri bilgi doğrudur. Yapıldıktan sonra başka amaçla kullanılmış alabilir. Araştırmamız devam ediyor. Osman Keleş paylaşımından ..

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HRkXrj

Sivas Şehir Oteli, Çerkez'in Kahvesi ve Afyon Sokağı, yıl 1971.

via Sivas Herfene https://bit.ly/39PPeuc

Sivas Ulu cami / 23 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3xSVxVK

Sivas eski Numune hastanesi önündeki çeşme 23 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3QGg88p

Sivas meydan / 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3ODyxkk

Bu güzel Yediveren gülleri Sivas'ın hangi caddesinden çekmişim ? 🌹 / 23 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/39KWCqE

Sivas Kabakyazısı eski Öğretmen okulu 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3ydbGqw

Sivas Kabakyazısı eski Öğretmen okulu gün batımı 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/39Lj2YU

Sivas Tarihi kent meydanı / 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/39OBhNe

Sivas meydan 🇹🇷 / şimdi / 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3n6l60D

Sivas Kabakyazısından 🚴‍♀️ / şimdi 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3bjRz10

Sivas Sularbaşı mahallesi Hanımın cami / şimdi 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3ybmchZ

Sivas Mevlana caddesinden eski Numune hastanesine çıkan sokak / şimdi 22 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Owq4j4

Sivas Kale cami Çifteminare / Mart 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Oan2ku

Sivas Rahmi Günay caddesi / Şubat 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HGoIQh

Sivas Karşıyaka mahallesi / 20 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HLncwA

Bizim Üzümle bugünki menümüz peynir ekmek 🐱 Sivas Karşıyaka mahallesi / 20 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HE1evk

Sivas Karşıyaka mahallesi / 20 Haziran 2022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Qzhfa4

Memleketimiz genç güzel bir evladını yitirdi. Değerli kardeşimiz Rıfat Güler in oğlu, Ahmet - Hasan -Necati - Recep Güler in yeğenleri Tolga Güleri kaybettik . Üzüntümüz sonsuzdur. Değerli ailemize başsağlığı diliyoruz . Tolga kardeşimizin mekânı cennet olsun. Cenazesi yarın Ankara da defnedilecektir.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3OvGHeO