Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1927 yılında Sivas evleri Semti siz bulun .. Fotoğrafa bakıpta üzülmeyen olur mu ?

via Sivas Herfene https://bit.ly/3jjJHRs

Araştırmacı yazar Hüseyin Cılga ve Cahit Can Kangal hocalarımızın yeni kitabı çıktı. 4 yıllık emeğin ürünü "Kangal Araştırmaları" kitabı çıktı. Akademisyen ve araştırmacıların kaleme aldığı 61 makale, 900 sayfaya ulaşan bu kitapta yer aldı. Türk kültürüne ve araştırmacılara büyük katkıları olacak .

via Sivas Herfene https://bit.ly/3wJpnfc

Sivasspor'un değerli futbolcusu Cesim ağabeyi gazeteciler bu pozisyonda yakalamış. Hey gidi günler hey. Ne güzel günlerdi.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HEn2bR

Muhteşem bir fotoğraf Hesna Başaran hanımefendiden . Yer Tokuş Köyü, Kırkgözün başı yaylası Tarih 22 Haziran 1967 Eski siyah beyaz fotoğraflar ne kadar kıymetli.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HHkXMh

Tavşan Bayırı Sokakta ki son bir kaç hane yıkılırken. Şimdi sokakta eski evlerden hiç kalmadı. Hepsi moderen apartman oldu . Erdoğan Önemlibıçak fotoğraflamış. Tarih muhtemelen 2018

via Sivas Herfene https://bit.ly/3kHeU15

Kaleardı mahallesi Kerimçavuş cami Erdoğan Önemlibıçak 2016 da fotoğraflamış.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3DlkzAj

1900 lü yıllar . Soldaki bina PTT nin yeri . Belediye binası. Paşa cami ve Meydan cami minareleri görünüyor. Alt sağda Taşhan . Mehmet Erdinc hocamın arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3je1zNo

SİVAS ŞEHİR ALBÜMÜ'NDEN 1934 yılında Sivas Şehir Kurulu (Belediye Meclisi) üyeleri. Fotoğraf bugünkü Köşk Oteli’nin yerinde bulunan tarihî belediye binasının kemerli kapısı önünde çekilmiş. Kareye Sivas’ın önemli şahsiyetleri ve tanınmış ailelerinin üyeleri girmiş: Oturanlar (soldan sağa doğru): 1- Kâmil Yalçıner (Kadızâde / Kitapçı) 2- Tespit edilemedi 3- Behçet Başar (Mütevellizâde / Başara) 4- Bâkî Bilgütay 5- Hurdacı Ali (Tarakçızâde / Arık) 6- Hikmet Işık (Belediye Reisi) 7- Tespit edilemedi. 8- Nâci Laloğlu (Süleyman Nâci Bozkurt) 9- Eczâcı Şevket (Çubukçu)10- Vahap Küçük (Gücüoğlu) Ayakta Duranlar (soldan sağa doğru):1- Diş Hekimi Sâmi Peker 2-Binbaşı Basri (Yalçınalp) 3-Mütekâit Dr. Hilmi (Çolakoğlu) 4-İbrâhim Çitile (Çitil) 5-Hazînedaroğlu Rahmi (Akça) 6 -Mustafa Nâzıroğlu 7-Kâmil Gürneş (İcârecizâde / Heper) 8-Polis Komiserliğinden mütekâit Hasan 9-Purutçu Ali 10-Karslıoğlu Rızâ (Çağlar) 11- Şişeci Mehmet (Şişecizâde) 12-Rüştü Sarısözen (Sarıhatipzâde) 13-Tespit edilemedi. BU VE DAHA 220 FOTOĞRAF HAYAT AĞACI DERGİSİ 10. YIL ÖZEL SAYISINDA. Tekin Şener hocamın paylaşımından Sivas Hayat Ağacı Dergisi sayfasında paylaşmış

via Sivas Herfene https://bit.ly/3kRKMAl

1970 li yılların başlarında Meydan Cami

via Sivas Herfene https://bit.ly/3WNQCA2

Bir acı haber daha . Muhasebeci Ümit ALTUĞ abimiz vefat etmiştir. Cenazesi bugün İzmir narlıdere şehitler camiinden ikindi namazında kaldırılacaktır. Tanrıdan rahmet dileriz.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3DoB2UA

Sivas büyük bir değerini kaybetti . Halk bilimci,eğitimci ,araştırmacı ,yazar Kutlu Özen vefat etmiştir. Cenazesi yarın (30 Ocak pzt.) öğlen namazına müteakiben Sivas Ayyıldız caminden kaldırılacaktır. Kutlu hocamıza Tanrıdan rahmet dilerim . Mekanı cennet olsun .

via Sivas Herfene https://bit.ly/40dqSQe

1970 li yıllara ait bir Gökmedrese fotoğrafı

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XDCkTL

İbrahim Ceylan arşivinden çok güzel bir fotoğraf , burası Garipler sebze hali

via Sivas Herfene https://bit.ly/3wCCiQb
via Sivas Herfene https://bit.ly/3HCIVbl

Vefat ve baş sağlığı Sivas’ın sevilen simalarından cem vakfı eski başkanı Ali Rıza Kaçan hakkın rahmetine kavuşmuştur cenazesi yarın 29 Ocak 2023 Saat 13. 00 de cem vakfından kaldırılıp yukarı tekke mezarlığında defnedilecek tir Merhuma Allah’tan rahmet kederli ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı dileriz . Taziye için Halil kaçan 05433148022

via Sivas Herfene https://bit.ly/3JuTXke

1960 lı yıllarda Sivas... Şehirlerde öyle yerler vardır ki yıkıp yok etseniz bile hafızalardan silemezsiniz . O yer hep hatırlanır. Yerle bir edilmiş dahi olsa üzerinden geçerken bak burası işte o yerdi diyip iç geçirirsiniz. Burası işte Sıvasın tamda o yerlerinden biri . Kepenek caddesindeki konaklar ve Mundar Irmak köprüsü. Hiç kimsenin hafızasından silinmez sol köşeden atarabaları ve paytonların ırmağa girmesini ,yorgun atların suyun içerisinde kişnemesini. Bir şehrin en güzel günlerinden geriye sadece anılar ve fotoğraflar kalıyor.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Jm2Nkz

Berber Murat ,gerçekten kalite berberdi . Rahmetler olsun hiç unutulmadı. Salim Boğazkesen ve Hikmet Teker .

via Sivas Herfene https://bit.ly/3DjEks6

Kangal Ağası Konağı 1949 -1950 yılları arasında Osmanlı Bankası binası olarak görüntülenmiş. 1950 den sonra Demokrat Parti binası olmuş . Mehmet Erdinç hocamın arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3j8yx1I

Sivas Ethembey Bendi / Fikret Yıldız arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3WKc48O

Değerli hocam Mehmet Erdinc arşivden muhteşem bir belge . 03.02.1930 yılında Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa dan Sivas mebusu Ziya Başara ya yazılmış bir telgraf. Telgrafı lütfen okuyun . Cumhurbaşkanının bir vekile saygısını,nezaketini ve hitâp tarzını görün. Yeni nesil siyasetçilerin eskilerden alacağı çok ders var .

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HfZMQ9

29 Nisan 1976 Sivas Lisesi Sol başta oturan Faruk Erdal ,Sol başta ayakta duran Ömer Faruk Esin, Rahmi Kalkanlı, Tuğrul Kutluay, Selahaddin Şen, elinde top olan Turan Tabzık,kız öğrencilerin yanında Hasan Keşkek ve Rasim. Değerli üyemiz Faruk Erdal albümünden.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3DH4UvJ

Değerli üyemiz Semiha Ergan ın dedesi Mustafa Karademir anneannesi Pakize Karademir . Çayırağzı nın köklü ailelerinden . Semiha Ergan hanımefendi gönderdi.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3DjsLRG

Sivas Hükümet Meydanı 1940'lar.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HxCvuf

Hacısait Mahallesi eski muhtarlarından Sırrı Keşkek. Takım elbise(yelekli) ,kravat,fötr şapka, sol göğüs üzerinde mendil, iskarpinler pırıl pırıl , tertemiz traşlı bir yüz . Bir fotoğraf çekiminde nasıl giyinilir, poz verilir onu göstermiş Sırrı amcamız. Herşeyin azı, güzel ve kıymetli. Bu fotoğraf elli yıl sonrada kıymetli bir fotoğraf olacak. Rahmeti bol olsun Sırrı amcanın.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HyrTuZ

1930 lu yıllar Sivas Atatürk caddesinde Yerli malı haftası kutlamaları Mehmet Erdinc hocamın arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XSgVpO

Bir semte adını veren Akdeğirmen. Emin Okatan ağabey Akdegirmenin arkasını fotoğraflamış. Akdeğirmen in ön tarafının fotoğrafı Artin Korkor abiye ait . Akdegirmen ile ilgili sadece iki fotoğraf var ne yazık ki. Akdeğirmen önceleri su ile çalışırdı. Su o büyük borudan gider değirmenin çarkını çevirirdi. Bengilerden gelen cağıl cağıl su kesildikten sonra elektrik ile çalıştırdılar değirmeni . Bir gün birileri koca semte adını veren bu tarihi yapıyı sorgusuz sualsiz yerle bir etti . Bizim memlekette işler böyle yürüyor. Ben yaptım oldu bitti ..

via Sivas Herfene https://bit.ly/3R6kdU7

Lojmanlar Atölye cami arka sokağı Yıldız Günce albümünden muhteşem bir fotoğraf

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HvJ5Bw

Dr Ziya beyin konağının önü Leyla Doğancık Kale arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3kEIDI5

Kandil günlerinin en güzel geleneğiydi un helvası. Hemen her komşu yapıp çay tabağı ile ikişer üçer topak paylaşılırdı. Koca sokakta,mahallede herkes herkesi tanır bilirdi. Şimdi ne helva yapan var, ne paylaşan, nede komşusunu tanıyan var . Gönlümüz zengin ,gözümüz toktu . Hep eskiye özlem duyuyoruz çünkü her gelen gün bir önceki günü aratıyor . Kandiliniz kutlu olsun... r.t...

via Sivas Herfene https://bit.ly/3DgQrpL

Abdülahad Nûrî (1594, Sivas - ?) 17. yüzyılın önde gelen mutasavvıf şairlerindendir. Dedesi Şemseddin Sivâsî'nin kardeşi olan Sivas müftüsü Ebü'l-Berekât İsmail Efendi'dir. Babası ise, kadı Muslihuddin Mustafa Safayi Efendi'dir. Annesi, Şemseddin Sivâsî'nin büyük kardeşi Muharrem Efendi'nin kızı Safa Hatun'dur. Kaynaklarda Abdülahad Nûrî'nin lakabları Evhadüddin, Künyeleri Ebü'l Mekârim, mahlasları Nûrî olarak geçmektedir. ################## Abdulehad Nuri Sivasi Hazretleri Halveti şeyhlerindendir. Fazl ü irfan ile tanınmış bir velidir. Sivas’ta doğdu, İlk tahsilini orada yaptığı sırada hocası, mürşidi ve dayısı Şeyh Abdülmecid Sivasî ile İstanbul’a geldi, tahsilini burada ikmal etti. Zahiri ve ledün ilimlerinden icazet aldıktan sonra Midilli’ye giderek bir müddet orada irşad ile meşgul oldu. 1624’de tekrar İstanbul’a döndü, Mehmed Ağa dergahına şeyh tayin edildi. Fazl ü irfanı dillere destan oldu. Fatih, Beyazıd, Ayasofya camileri vaizliğine tayin edildi. İrşad, vaaz ve eser te’lifi ile meşgul iken 1651 senesinde 48 yaşında Hak’kın rahmetine kavuştu. Kabri Eyüp Nişanca caddesindeki Sivasi Dergahında Abdülmecid Sivasi hazretlerinin kabrinin yanındadır. Bilinen gazellerinden bir kaçı .. Semâdan sırr-ı tevhîdi duyan gelsin bu meydâna Derûnîce bu gün Allâh diyen gelsin bu meydâna Görenler nûr-ı Gaffâr’ı duyanlar sırr-ı Settâr’ı Cihânda şîşe-i ârı sıyan gelsin bu meydâna Salâdır ehl-i irfâna getirsin cânı kurbâna Bugün başını meydâna koyan gelsin bu meydâna Geçip bu âb ile gilden dahî cümle heyâkilden Bu dünyâ nakşını dilden yuyan gelsin bu meydâna Gönül maksûdunu buldu cihân envâr ile doldu Bugün Nûrî imâm oldu uyan gelsin bu meydâna ############ Yanmakdan usanmazam pervâne miyem bilmem Hiç sonunu saymazam dîvâne miyem bilmem Her şâm ü seher zârem gûş eylemez ol yârim Bakmaz bana hünkârım bîgâne miyem bilmem Dil-hâne harâb oldu yıkıldı türâb oldu Her cânibi bâb oldu vîrâne miyem bilmem Kalbimde ocağım var bu sînede dağım var Âteşde durağım var hep yane miyem bilmem Bulup dem-i eşyâhı gül vere dil şâhı Bu dünyede ben dâhi uslana mıyam bilmem Nûrî dem-i dehşetde bahr-i gam-ı fürkatde Ka'r-ı yem-i hayretde dürdâne miyem bilmem ############## Aşk ellerine kim gider Hasret ile yandı ciğer Aşk ellerine kim gider Aşıklara vakt-i seher Anda nesim-i aşk eser Ol nefhadan alıp haber Aşk ellerine kim gider İster gönül ol elleri Müşgin kokar sünbülleri Solmaz o bağın gülleri Aşk ellerine kim gider Billahi ol elin yolu Nuri'ye candan sevgili Bağlandı aşkın mahmili Aşk ellerine kim gider Not : İki farklı kaynaktan derlendiği için ölüm tarihi yaşı farklılık gösteriyor. Derleme ...r.t....

via Sivas Herfene https://bit.ly/3R7OwtF

Pamukpınar Köy Enstitüsü. Öğretmenler öğrenciler bayram fotoğrafı çektirmiş. Vatanına milletine faydalı birey yetiştiren ülkenin yüzakıydı o okullar. 19 Mayıs 1947

via Sivas Herfene https://bit.ly/3Y0LcCN

Sivasın meşhur elekronikçisi CAHİT ELAGÖZ usta ve ekibi . Ekinin içinde oğluda var . Asim Özhimarşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XAfzzT

Sivas Öğretmen rahmetli Hilmi Bilget Mehmet Erdinc hocamın arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3JaM9nO

Kadir'in Bostanında bizim mahallenin uşakları maça çıkacak. Sene 1972 -1973 sezonu 😃

via Sivas Herfene https://bit.ly/3R2QSdd

SİZLERE : KEÇECİZADE İZZET MOLLA 'nın İstanbul da Doğup Sivasta son nefesini verdiği hazin hikayesini Paylaşıyotum . vakit bulanların okumasını tavsiye ederim (1786, İstanbul - Ağustos 1829, Sivas) 18. ve 19. yüzyılın dîvan şairlerinden olup divan şiirinin XIX. yüzyıldaki son temsilcilerindendir. Aslen Konyalı bir aileden gelmiştir. Dedesi Mustafa Efendi eğitim amaçlı İstanbul'a gelmiş ve oğlu Pîrizâde Mehmet Salih Efendi kendisini yetiştirmiş bir kimsedir. Dedesi Mustafa Efendi Kudüs ve Bursa kadılıklarında da bulunmuş 40 yaşlarında Davut Paşa İmamı'nın kızıyla evlenmiştir. Bu evlilikten Kececizade İzzet Molla’nın babası Salih Efendi dünyaya gelmiştir . Keçeci zade lakabı Babasının dedesinin Konya’da keçecilik yapmış olmasından dolayı onlara miras kalmıştır. Babası Salih Efendi, küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim alarak 19 yaşındayken ilmiye sınıfından müderris olur. Müderrislikten fetvahaneye oradan da kethüdalık ve ordu kadılığına geçmiştir. Ordu kadılığı sırasında sözlerini esirgememsi nedeniyle Konya'ya sürülür. Cezası bittikten sonra Selanik kadılığına yollanır. Oradan da benzer sebeplerden dolayı Gelibolu’ya yollandığı anlaşılmaktadır. Babası Salih Efendi, vefat ettiği zaman İzzet Molla 14 yaşındadır. Miras olarak İzzet Molla ve kardeşlerine Avret Pazarı'ndaki harap bir konak ve kırık dökük birkaç parça eşyadan başka bir şey kalmamıştır. İzzet Molla babasının ölümünden sonra eniştesiyle yaşamaya başlar ve ablasının ve eniştesinin sayesinde eğitimini devam ettirir. İzzet Molla, babasının ölümüyle çok sıkıntılar çekmiş ancak eniştelerinin yardımıyla tahsilini tamamlayarak müderrislik makamına ulaşmıştır. Neşeli biri olmasına rağmen babasının ölümü sonrasında bunalıma girerek intihar girişiminde bulunur. "Bahçekapı'dan bir kayığa bindiğini, Göksu'ya gitmek üzere Kuruçeşme sahilinden geçerken yalı penceresinin önünde Sâib Divanı'nı mütalâa eden Hançerli Bey tarafından yalıya davet edildiğini ve bu davette doğan yakınlaşmanın intihara mani olduğu belirtilir." Hançerli Bey bu olay sonrasında İzzet Molla’ya yakınlıkduyar ve onu Halet Efendi ile tanıştırır. Halet Efendi ona bir ev vererek geçimine katkıda bulunmaya başlar. Bu sıralarda on dört yaşlarında olan İzzet Molla, eniştesi Meş’alecizâde Esad Efendi ile Kadıasker Moralızâde Hâmid Efendinin himayesinde büyümektedir. Halet Efendi’nin himayesini de kazanan İzzet Molla, Sultan Mahmud'un huzuruna girme ve hatta birlikte işret etme imkânı bulur. 1821-1822 isyanları da çıkmış ve Molla, kendini iyice yalnız hissetmeye başlamıştır. Hâlet Efendi ile aralarında -sonuçta pek memnun olmayacağı dostlukları bu yıllarda kurulmuş olur;" XIX. yüzyılın başlarında saray entrikaları ve iç isyanlarla ülke iyice karışırken yenileşme hareketleri, henüz rayına oturtulamamış, yenilik taraftarlarıyla, eski yaşamı ve idareyi savunanlar arasında kıyasıya bir savaş başlamıştır. Şairin hamisi haline gelen Hâlet Efendi, yenileşme taraftarı değildir. Zeki, âlim, zarif bir devlet adamı olmasına karşılık aynı derecede de hasîs ve hesaplı bir kişiliğe sahiptir. Halet Efendi, Yenileşme hareketlerini bertaraf etmek için zaman zaman devlet kademelerine işin ehli olmayan cahil adamlarını yerleştirdiğini ve bunları koruduğunu, isyanları -malesef- teşvik ettiğini tarihler yazmaktadır. İzzet Molla'nın zeki, nüktedan, zarif ve hoşsohbet kişiliği, kısa zamanda Halet Efendi ve saray çevresi meclislerinin aranan siması haline gelmesini sağlar. Böylece kendisine ikbal imkânlarının kapıları da aralanmaya başlar. Şeyhülislam Salihzâde Es'ad Efendi'nin yardımıyla 1809 yılında Bursa'ya müfettiş tayin edilir. İlmiye mesleğindeki ilk vazifesi 1809’da Bursa Müfettişliğidir. Bu esnada Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın soyundan İsmail Mekki Bey'in kızı Hibbetullah hanımla evlenir. Bu evlilikten 4 erkek çocuk dünyaya gelir; Fuad, Reşad, Murad, Sedad. Bu çocuklardan birisi, Tanzimat dönemi meşhur devlet adamlarından Fuad Paşa'dır.Sultan Mahmut, Molla'ya kaç evladı olduğunu ve isimlerini sorar. İzet Molla: Fuad, Reşad, Murad, Sedad, diye oğulllarının adını sayar. Padışah,bu adların kafiyesine dikkat ederek: "Bir oğlun daha olursa ne ?" diye sorduğunda İzzet Molla': "Allah'tan İmdâd" cevabını verecektir. Molla, 1820 yılında Galata Kadısı olarak görevlendirilir. Halet Efendi'nin 1822 tarihinde Konya'ya sürülmesi ve orada öldürülmesi sonrasında Halet Efendi’ye yakın olanların felaketine sebep olur. İzzet Molla'ya ilk anda herhangi bir zarar gelmeyecektir. Molla, Galata Kadısı görevinde iken Hâlet Efendi’nin ve yakınlarının uğradığı felaketlerin kendi başına da geleceği endişesi ile yaşayan İzzet Molla, büyük bir psikolojik baskı altına girer. Nitekim Sadrazam Hamdullah Paşa aleyhinde söz söylemek ve devlete karşı olmak iddiaları ile " Keşan'a sürgün olarak gönderilir. İzzet Molla, kendisine hamamda sürgün haberini getiren Çavuş'la birlikte, önceden hazırlanmış iki ata binip Keşân'a gider. Bu sürgünü ve devamındaki olayları Mihnet-Keşân adlı eserinde anlatmıştır. Keşan’da bir müddet kaldıktan sonra dostlarının yardımı sayesinde; 16 Şubat 1824 tarihli bir fermanla affedilir ve tekrar İstanbul'a döner. Mihnet-Keşân'da bu dönüş, oldukça sâde ve usta bir dille anlatılmaktadır. Keşân-İstanbul arasında gördüğü yerleri yine gerçekçi bir tarzda nakleder. Sırasıyla Ergene, Edirne, Havsa, Babaeski, Burgaz, Çorlu, Silivri, Küçükçekmece üzerinden İstanbul'a dönüşünü aktarmıştır. Keşân’daki sürgün yıllarında oldukça yıpranmış ve sinirleri bozulmuş olarak döner. İzzet Molla, bu yıllardan sonra bir çeşit inzivaya çekilerek dedikodulardan uzak durmaya ve Galata Mevlevi hanesine daha sık gidip gelmeye başlar. Galata Mevlevihanesi’nde aradığı sükunu bulmak istemiştir. 1826 tarihinde İstanbul Pâyeliği'ne ve Haremeyn müfettişliğine getirilir. Eski itibarına yeniden kavuşan Molla, h. 4 Şâban 1243/ 21 Şubat 1827'de eyâletlerin tevzî defterlerine müfettiş tayin edilir. Fakat bu ikbal dönemi de uzun sürmez. Aynı yıl Osmanlı-Rus savaşı çıkmıştır. Rusya ile savaşa girmenin açık bir şekilde yenilgiyle sonuçlanacağını gören İzzet Molla ve arkadaşları, Meclis-i Umûmî'nin kararına karşılık, savaşın doğuracağı kötü sonuçları bir lâyiha şeklinde hazırlayıp saraya sunarlar. ( E.Ziya Karal, a.g.e., s.150; Bernard Lewis. a.g.e., s.79-81-)Savaşa taraftar olmaması ve bunu bir lâyihâ ile açıkça beyân etmesi onun sürgüne gönderilmesine sebep olarak Sivas'a sürgün gider. Molla'nın Sivas'a sürgün edilmesine sebep olan bu Lâyiha, 6 Rebiülevvel 1244/ 16 Eylül1828 tarihinde kaleme alınmıştır. Bu "nefy" kararı maalesef Molla'nın son mihneti olacak ve haklı çıktığının resmen doğrulanmasını görmeden dünyadan göçüp gidecektir. Sivas’taki günlerinde maddî ve manevî pek çok sıkıntılar içinde olan İzzet Molla; devlet düzeni ve saray entrikaları yüzünden bir hayli yıpranmış Sivas'a sürgüne gönderilmesi, onu adeta mahvetmiştir. Halet Efendi’nin katlinden beri yaşadığı bunalımlar onu yiyip bitirmektedir. İzzet Molla, Sivas'ta iken Vali İsmail Paşa'nın kendisine ilgi göstermesi sebebiyle İsmail Paşa'ya bir kaside sunmuştur. Fakat yine de mutlu değildir. Rus Harbi'nin ilerleyen günlerinde başarı gösteren Rus birlikleri Sivas'a doğru ilerlemeye başlamıştır. Sivas’a sürgün olmasına sebebp olan Layiha’aındaki haklılık ortaya çıkmıştır. “Molla, yanılmış olmayı çok istemekte ve "Aman ya Rabbi, beni yalancı çıkar" diye yakarmaktadır.” İzzet Molla ve Layihâ'ya imza atan arkadaşlarının haklı oldukları devlet erkanı tarafından da kabul edilince İzzet Molla'nın mağduriyetini önlemek için, afv edildiğini bildiren bir ferman yazılıp Sivas'a gönderilir. Ne yazık ki, İzet Molla’nın bu af fermanının görmeye ömrü kafi gelmeyecektir. Ferman kendinse ulaşmadan iki saat kadar önce İzzet Molla hayata vedâ etmiştir. (Ağustos 1829/ h.1245) Ferman, cenaze töreninde okunur ve göğsünün üzerine konularak defnedilir. Ölümü üzerine Arif Hikmet şu beyitiyle tarih düşürmüştür; "Kayd-ı târihi olup hüzn-âlûd İzzet şâire de kıydı cihân" (1245) Ağustos 1829’da kırk dört yaşında vefât eder. Önce Sivas’a defnedilir; Molla'nın ölümüne, oğlu Fuad Paşa'da da görülen kalp rahatsızlığı sebep olduğu düşünülmektedir. İzzet Molla 44 yıl yaşamış ve genç yaşta ölmüştür. II.Meşrutiyet'in ilanından sonra Sivas'a Vali olarak atanan Muammer Bey, İzzet Molla'nın kabrinin üzerine bir park yapılmasını istemesi üzerine, Molla'nın torunu Reşat Bey, merhumun kabrini İstanbul'a getirterek; Avret Pazarı Canbaziye Mahallesi'nde Mustafa Bey Mescidi avlusunda bulunan babası Salih Efendi'nin yanına defneder.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3ZXKiss
via Sivas Herfene https://bit.ly/3DdtPXs

Mehmet Erdinc hocamdan muhteşem bir arşiv fotoğrafı. Bu bölgenin dar açıdan fotoğrafı vardı ama bu geniş açı alınmış. Sağdaki Cumhuriyet Halk Fırkası binası da kadraja girmiş. Harika bir fotoğraf.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3wqIgUk

Yaptığımız haber Sivas medyasında gündem oldu

via Sivas Herfene https://bit.ly/3R0ugd4

Bu köfteyi rahmetli anam sulu köfte yaparken o malzemeden aşırıp sobada kızartıp yerdik. Kuru köfte diyorlar buna . Pidenin arasında öyle güzel olurdu ki anlatamam . Şimdi bu köfteler hayal oldu,eskiden bolluk bereket vardı . Şimdi kim o kadar parayı verip bu köfteden yapar ?

via Sivas Herfene https://bit.ly/3H0XZhx

Alibaba mahallesi ,Susamışlar Konağı Mehmet Erdinc hocamın arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XvwX9b

TEKMEZAR ÇENİLLİDEN 1970 LER İbrahim Şahin arşivinden

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XtfI8z

Günaydın Sivas . Sivas Mahkeme çarşısı Yeni cami 2021 kışından Erdoğan Önemlibıçak çekmiş.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3J9H3s4

Eski bakkalların samimiyetini hangi çirkin marketlerde bulabilirsiniz? Cebinizde beş kuruş olmadan hangi markete deftere yaz aybaşında öderim diyebilirsiniz? Canınız sıkıldığında hangi marketin sahibinin odasına girip dünya ahvalini konuşabilirsiniz ? Paranız olmadığında hangi marketten borç isteyebilirsiniz ? Evinizin anahtarını hangi markete teslim edebilirsiniz ? Biz bakkalları kaybettiğimizde bu güzellikleride kaybettik . Kıymetini bilemedik ...

via Sivas Herfene https://bit.ly/3J9B0DS

1970 li yılların başında Sivas Atatürk Anıtı .

via Sivas Herfene https://bit.ly/3H1bZbe
via Sivas Herfene https://bit.ly/3HmUovH

Hamidiye hafif süvari neferi Sivas 1899

via Sivas Herfene https://bit.ly/3HnkUFm

1954 te kapatılan Köy Enstitüsü öğrencileri Yıl 1941 Sivas - Yıldızeli Pamukpınar Köy Enstitüsü 🌺🌺 KÖY ENSTİTÜLERİ 🌺🌺 Köy Enstitüleri hakkında yazılmış en güzel şiirlerden biridir. Şiirin yazarı Özbek İncebayraktar, 1970-71 yıllarında Edebiyat Öğretmeni ve Gökçeada (İmroz) Atatürk İlköğretmen Okulu'nun Okul Müdürü'ydü... Onlar, Köy çocuklarıydı. Kurumuş çalılar gibiydiler bozkırda. Kavrulmuş ekinler gibiydiler. Geldiler, Yalın ayakları Ve Yırtık mintanlarıyla geldiler, Gönen’e, Aksu’ya, Kepirtepe’ye. Ezilmiş, sömürülmüş, horlanmış Ve Unutulmuştular bin yıldır. Ferhat oldular, Yardılar İdris Dağını. Gürül gürül akıttılar suyunu, Hasanoğlan’a. Köroğlu oldular, Kafa tuttular Bolu Beylerine. Yıktılar saltanatını ağaların. Tolstoy’u Balzac’ı okudular koyun güderken. Mozart’ı, Bethoven’i çaldılar dağ başlarında. Moliere’i, Sophokles’i oynadılar. Horon teptiler Beşikdüzü’nde kol kola. Halay çektiler Yıldızeli’nde türkülerle. Diz vurdular Ortaklar’da efece... Siz, Her gece, Mehtaba çıkarken Heybeli’de, Onlar, Duvar ördüler, Çatı çattılar. Yıldızlara bakarak yaz geceleri, Harman yerlerinde yattılar. Kazma salladılar yorulmadan. Kerpiç döktüler Kerpiç. Sızlanmadılar hiç. Yakıştı nasırlı ellerine, Kitap ve çekiç. Başladı yurt harmanında imece... Bir gece, Karanlık inlerinden sinsice, Brütüsler çıktı ansızın. Çektiler zehirli hançerlerini, Vurdular sırtlarından haince... Çıktı mağaralarından yarasalar, Çıktı halk düşmanları, Üşüştü sülükler gibi üstümüze. Emdiler kanımızı, Doymadılar. Yıktılar umudunu Türkiyemin. Aydınlık bir Türkiye gelir aklıma, Kalkınmış bir Türkiye gelir, Köy Enstitüleri denince. Özbek İNCEBAYRAKTAR #KöyEnstitüleri

via Sivas Herfene https://bit.ly/3QYDSoF

1940 lı yılların sonları diye tahmin ediyorum. Muhtemelen Kale Camii nin minaresinden çekilmiş. Sivasın güzel hâli.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3iT0QkC

Gökmedrese ve Sivaslıların göz evliyası olarak bildiği Aziz Vlas ın kabri.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XquT2g

26 Şubat 1967 tarihli Ülke gazetesi . Kamil matbaasının çıkardığı yerel gazete. Birinci sayfadaki iki habere dikkat . O gün Sivasta günde dört vagon imal ediliyormuş. Nereden nereye gelmişiz . Diğeri devamlı yağan kar yüzünden karakış tekrar bastırmış. Hey gidi güzel,bereketli günler.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3XvtjvW