Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sivas Serçeli cami sokağı Akaylar konağı 31 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/37qYPmB
via Sivas Herfene https://bit.ly/3idqYDv
via Sivas Herfene https://bit.ly/378reO5

Sayfamızın çok kıymetli üyelerinden Mustafa Göçer beyefendi Vefat etmiştir Allah rahmet etsin Ailesi ve yakınlarına Başsağlığı dileriz 😥

via Sivas Herfene https://bit.ly/3BWsEcJ

Şehrengiz nedir? Şehrengiz; bir kentin güzelliklerini anlatabilmektir. Sivas geçmişten günümüze tarihte bir çok muhtelif devletlere yer vermiş bir kültür şehridir. Sivas demek gardaş demek; koşulsuz el uzatmak, tanımadığınız birine evinizi açmak demektir. Sivas demek; dağına taşına, baharda madımağa sevda demektir. Sivas’ı anlatmak zordur. Yaşamak gerekir. Ben Sivas’ ta birliği ve beraberliği hep bir olmayı öğrendim. Öğrendiklerimide yazmak istedim. Ünlü ozanımız Aşık veysel şatıroğlu ne demiş : Senlik benlik nedir bırak Hep Ademin oğlu kızı Beraberce şehit gazi Ve en son ekliyor dava insanlık davası. Bizim davamız insanlık davası. Davanız insanlık olsun, gerisi gelir zaten .... Melisa Koçak Yazar #Sivas #SultanŞehir #Sivaslı #SivasHerfene #Nostaljia #Nostalji #Cayyurt #TavsanBayırı #Bengiler Fotoğraf Erdoğan Önemlibıçak

via Sivas Herfene https://bit.ly/3xgzQwG

Paşa Fabrikası şelaleleri 1920 li yılların ortaları

via Sivas Herfene https://bit.ly/2WAd7il

1910 da Sivas

via Sivas Herfene https://bit.ly/3lfuDCJ

Sivas Demiryolunun işletmeye açılış töreni için yapılan tak . 1939 Foto Nuri koleksiyonundan

via Sivas Herfene https://bit.ly/3if1WnO

1970 li yıllarda Sivas meydanda bir bayram töreni.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3fe5Mvk

Sivas Nalbantlarbaşı / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/2TOW5fw

Sivas Sebze hali önünden / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/2Vnaobk

Sivas Kepçeli mevki Kalaycı dükkanı 30 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/3j7vlzf

Sivas meydan Vilayet binası / 30 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/2V48Cw0

Sivasımızın heryerinden fotoğraflar çekmeme yardımcı olan emektar Bisikletimin bakım ve tamiri Nalbantlarbaşında Güven Bisikletten 🚴‍♂️ / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3BYlxAw

Sivas meydan / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3faOory

Sivas Güdük minare / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/2WsRdxq

Sivas 4 yol Tellipınar / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3zT682i

Sivas Yukarı tekke yansıma / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3zVRzv9

Bu Gurur Hepimizin 🇹🇷 UEFA Avrupa Konferans Ligi 2. ön eleme turu rövanş maçında Petrocub ile karşılaşan Demir Grup Sivasspor'umuz, rakibini 1-0 mağlup etti. Bu skorla rakibini eleyen Demir Grup Sivasspor'umuz UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde adını 3. tura yazdırdı.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3iZYNHE

Nasibim çekti getirdi Halam Sivas'ın Ekmek aşını yapmış 🤗/ şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3iYae2x

Boş yemek için İnce tırnak Sivas pidesi 🤗 / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3BViskH

Antalya, Mersin ve Adana'dan sonra Marmaris'te de yangın çıktı. Ülkemiz yanıyor, çok yazık. Geçmiş olsun Türkiyem.

via Sivas Herfene https://bit.ly/2V4Do7Y

Sivas Kızılırmak Eğri köprü / Haziran 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/2UShWmT

Sivas Kılavuz mahallesi / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3yeC0ho

Sivas Gürün Gökpınar gölü / 23 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/3BPOYo9

Sivas İstasyon caddesi Sigorta hastanesi önündeki çeşme / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3f85jL0

1966Burası Sivas kalesinin yokuşu değil , İnişi Dayım Foto : Şemsi Kaya

via Sivas Herfene https://bit.ly/3iWOpQX

Sivas Kaleardı mahallesi Şehçoban çeşmesi / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3zEJGK8

Sivas 4 Eylül Ortaokulu / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3rCQt4x

Pir Sultan Abdal İlle dostun bir fiskesi yaralar beni hikayesi ... Hikâye olunur ki: Pir Sultan Abdal, idam edileceği darağacına doğru yürümeye başlar. Hızır Paşa emir verir: “Herkes Pir Sultan’ı taşlasın, taş atmayanın boynu uçurulacak, bilsin.” Uğruna mücadele ettiği halk, Pir Sultan’ı taşlamaya başlar. Taşlar Pir Sultan’a kadar gelmekte, ama ona değmeden yere düşmektedir. Pir’in musahibi (can yolda- şı) Ali Baba, taş atmasa da can korkusundan Pir’e bir gül atar. Gül, Pir’e değer ve yaralar. Al kanlar akar Pir’in bedeninden. Can dostunun bu hareketinden incinen Pir’in dudaklarından şu nefes dökülür: Şu kanlı zalımın ettiği işler, Garip bülbül gibi zaralar beni. Yağmur gibi yağar başıma taşlar, İlle de dostun bir fiskesi yaralar beni. Dar günümde dost düşmanım belli oldu. Bir derdim var idi, şimdi elli oldu. Ecel fermanı boynuma takıldı. Gerek asa, gerek vuralar beni. Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz. Haktan emrolmazsa rahmet yağmaz. Şu ellerin taşı hiç bana değmez. İlle dostun bir tek gülü yaralar beni.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3BRClZV

Sivas Kadıburhanettin türbesi / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/372DmA9

Geçen yıl bu zamanlar yıkıldı bu iki ev . Tavşan Bayırında sembol olarak kalan evlerdi. Çabaladılar ayakta kalabilmek için ,birbirlerine sırt verdiler ,direndiler ama başaramadılar. Yenildi onlarda .. Şimdi yerleri park yeri . Abdullah Çürüklü hocamız sokağın başını tutan bu iki evi ölümsüzleştirdi fırçasıyla.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3741SAL

FERYADİ HAFIZ HAKKI HEY ONBEŞLİ ONBEŞLİ TÜRKÜSÜ VE BU TÜRKÜYÜ İLK KEZ PLAĞA ALAN KİŞİ Feryadi Hafız Hakkı Kimdir: Feryadi Hafız (İsmail) Hakkı Bey 1885 Karabağ doğumludur. 93 Harbinde (1977-1878 Osmanlı - Rus Harbi) sonra imzalanan Ayestafanos ve Berlin anlaşmaları neticesinde Osmanlı toprağı olmaktan çıkan Karabağ Rusların yoğun baskılarına dayanamayarak sürekli göçlerle nüfusunu kaybetmeye devam etmektedir. Bu göçlerden biriyle de Hakkı Bey'in ailesi Anadolu'ya gelmiş, Sivas'a yerleşmiştir. Küçük yaşta Kur'an-ı Kerimi hıfz ederek "Hafız" unvanı almış, Sivas'ta Hafız Hakkı olarak tanınmıştır. Çocukluk yıllarında Osmanlı Devleti'nin çöküş dönemlerine şahit olan Hakkı Bey o günlerin yokluğunu, sefaletini, acılarını her Müslüman Türk gibi yaşamıştır. Bu duygularla yetişen genç Hakkı Bey'in milli ve manevi duyguları son derece kuvvetli olmuştur. Milli Mücadele döneminde kendisini Kuvva-i Milliye saflarında bulmuştur. Türkçülük ve Turan idealizmini benimseyen fikir adamlarından Ziya Gökalp ve Rıza Tevfik ile dostluk kurmuş, ömrü boyunca bu fikirleri savunmuştur. 1922 yılında yayımladığı CÖNK'ünde "Feryad-ı Vatan Marşı", "Büyük Millet Marşı", "İzmir Marşı", "Turan Marşı", "Kuvay-ı Milliye Marşı" gibi marşlarda hep milli duyguları işlemiştir. İyi derecede müzisyen olan Hafız Hakkı tambur ve bağlama çalmaktadır. Kendi yapımı olan ve Feryat adını verdiği bağlama ve tambur karışımı yaylı bir saz yapmıştır. "...Bir kasnağa işkembeyi gerip kurutmuş, arkasını ince bir tahtayla kapatmış, tambur kolu gibi bir sap takmıştı. Perdeler uydurmuştu. Feryat adını verdiği bu sazı yaylı tambur gibi çalardı..." Bu müzik aletinden dolayıdır ki kendisine Tamburî gibi Feryadî (Feryat çalan) unvanı eklenmiş oldu. Sesi, müziği ve besteleriyle son derece kaliteli bir sanatçı olan Feryadi Hafız Hakkı Bey ilk taş plağını Fransa'da 1922 yılında çıkartmıştır. Ardından Fransa, Almanya ve İngiltere'de birçok taş plak çıkarmıştır. 1918 Çanakkale harbi öncesinde Tokat'tan asker toplamaya giden heyette bulunan Feryadi Hafız Hakkı Bey Rumi 1315 doğumlu 15-16 yaşlarındaki gençlerin silahaltına alınışlarına şahit olmuş, genç nişanlılarını askere uğurlayan kızların gözyaşlarını ve sözlerini beste ve güfteye dökmüştür. Daha sonra, 1927-28 yılında, İngiliz His Master's Voice şirketinden çıkardığı taş plağa "Hey Onbeşli Onbeşli" türküsünü okumuştur. Feryadi Hafız İsmail Hakkı Bey Türkçülük Turancı-ılık fikirlerinden dolayı 1944 yıllarında çeşitli baskılara ve engellemelere maruz kalmış, yaşam mücadelesi verebilmek için çeşitli arayışlara girmiştir. 1944 sonrasında Tokat'a özellikle de Niksar'a gelir, Feryat çalarak eğlence meclislerine eşlik eder. "...Boyu, posu, babacan görünümüyle Mesut Cemil Tel'e benzerdi. Doğu Anadolulu olduğumuzdan, belki de bu nedenle babamla arkadaştı. Yaz sonlarında hemen her yıl Niksar'a gelir, kışın ayrılırdı... Kimi gelişinde yağ, bal toplar kimi yıllar deri alırdı.... Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu. Adalet'in geldiği yıl akıllının biriyle anlaşmışlar, sermaye Niksarlı’dan, çalışma üstattan, ortaklık kurmuşlar. Çok güzel yemekler yapıyordu. Hepsinde tereyağı kullanıyor, etin en iyisini alıyordu. Tiyatroya o yıl çoğu akşamlar yemek yemeden gider, daha önce de belirttiğim gibi İsmail Hakkı Bey Amca'nın seçtiği yemeklerden üç kap yerdim. Gerçekten çok iyi bir aşçıydı. Bu yemeklerin mal oluşu, satış ederi ona vız gelirdi. Bir ay içinde dükkân iflas etti, kapandı." Ahmet Feryadi ile ilgili olarak birçok hatıraya ve dilden dile anlatılan efsanevi hadiseye röportajlarda da yer verilmiştir. Hey Onbeşli Onbeşli Üzerinde en çok tartışma yaşanan türkülerden biri de Hey Onbeşli Onbeşlidir. Tokat türküsü olan ve zaman zaman başka şehirler tarafından benimsenen bu türkünün sözleri ve melodisi de uzun tartışmalara sebep olmuştur. Öncelikle araştırmacıların ortak görüşü olarak türkünün nasıl ve hangi koşullarda doğduğuna bakmak gerekmektedir. Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletlerinin Nisan 1915’ten itibaren kara çıkartmasına başlamalarıyla birlikte, cephede takviye kuvvetlere ihtiyaç doğmuş, Sultan V. Mehmet Reşat 14 Mayıs 1331’de (27 Mayıs 1915) bir emir yayınlayarak “Askeri Mükellefiyet” yasasında değişiklik yapmak ve lise öğrencilerini de cepheye çağırmak zorunda kalmıştır. Bu durumda o günkü lise seviyesinde eğitim gören çocukların da belli bir kısmı cepheye gitmiştir. Akabinde yayınlanan yeni bir tamimle de, o dönemde kullanılan hicri takvime göre 1314 (Miladi 1896) doğumlu olan ve henüz askere alınmayan 19 yaşındaki gençlerin yanı sıra Hicri 1315 (Miladi 1897) doğumlu olup da bedenen gelişmiş olanların da kıtalara teslim olması emredilmiştir. Tüm bu gelişmeler sonunda Anadolu’nun çeşitli illerinde oluşturulan toplanma bölgelerinde toplanan 1314 ve 1315 doğumlular, kıtalara ve cepheye sevk edilmek üzere silâh altına alınmışlardır. O dönemdeki Anadoluda evlenme yaşının oldukça küçük olması nedeniyle bu çocukların çoğu aileleri tarafından nişanlandırmış veya evlendirilmiştir. Bu durumda da cepheye gidenlerin bir kısmı eşini, çocuğunu veya yavuklusunu memlekette bırakmış ve büyük bir çoğunluğu da geriye dönememiştir. İşte böyle bir duyguyla da arkalarından gözyaşları dökülmüş ve onlarca ağıt yakılmıştır. “Hey onbeşli” türküsü de bu dönemde cepheye giden 1314 ve 1315 doğumlu kahraman vatan evlatlarının arkasından yakılmış bir ağıttır. Elimizdeki verilere göre türküyü ilk defa kayda alan Feryadi Hafız İsmail Hakkı Bey’dir ve tarih 1927'dir. Ardından Muzaffer Sarısözen 28.06.1943 yılında Niksar ilçesinden Mustafa Yolcu'dan "Onbeşli" adıyla derlemiştir ve TRT repertuarına almıştır. Ancak bu derleme maalesef TRT kayıtlarında bulunmamaktadır. Bu derlemenin Niksarlı birinden yapılmış olmasının Feryadi Hakkı Beyin Niksar’la içli dışlı olmasıyla bir ilgisi vardır. Daha sonra merhum Üstat Nida Tüfekçi tarafından 70’li yıllarda babası merhum Hamdi Tüfekçi’den derlenmiş ve TRT Müzik dairesi tarafından 1616 sıra no ile 24.05.1977 tarihinde incelenerek repertuara alınmıştır. Bu türkü Nida Tüfekçi tarafından Akdağmadeni türküsü olarak okunmuş, ardından büyük tepkilerle ve bilimsel reddiyelerle geri adım atmak zorunda kalmıştır. Kaldı ki Nida Tüfekçi'nin babası Hamdi Tüfekçi askerlik görevini Tokat'ta yapmış, bu türküyü Tokat'tan öğrenmiştir. Ayrıca Nida Tüfekçi verdiği konserlerde o ile göre sözleri değiştirmiş "..Afyon yolları taşlı..." gibi ifadelerle çeşitli karışıklıklara sebebiyet vermiştir. Başka bir rivayete göre ise Adanalı İboş Ali Ağa 1315'lilerdendir ve askerliğini Tokat'ta yapmıştır. İboş Ali Ağa ile Adana'da yaşayan Arabacı Selahattin'in kızı Hediye arasındaki aşk hikâyesi neticesinde İboş Ali Ağa tarafından bestelenmiş, bu türküyü daha sonra çırağı Adanalı Ali Limoncu seslendirmiştir. Bu teori müzikal yapı, sözler ve yayılım alanları dikkate alındığında tutarlılığını kaybetmektedir. Ayrıca türkünün Zile'ye ait olduğu tezi de ortaya atılmıştır. Ağıt Mı Oyun Havası Mı? Hey Onbeşli Onbeşli türküsünün ağıt olduğu ama ritmi hızlandırılarak oyun havası formuna sokulduğu tezi çok kuvvetli ve yaygın bir tezdir. Teorideki bu tür ikazlar ve bilgilendirmelere rağmen hala oyun havası formunda söylenegelmesi ve halkın böyle benimsemiş olması da başka bir gerçekliktir. Feryadi Hafız Hakkı'nın taş plak kaydına göre ki en eski ve en orijinal hali şüphesiz bu kayıttır, ağıt olduğuna dair herhangi bir ipucu yoktur. Ancak tam olarak oyun havasına da benzememektedir. Sözler ise bugünkü varyantlarının aksine çok daha aşk temalıdır. Savaş ve ayrılık temaları sadece bir iki kelimeyle sınırlıdır. Türkünün yakıldığı devirlerde Tokat ve havalisinde birçok kız ve erkek çocuk yetimdir. Yetim olan kız çocuklarına Hediye; erkek çocuklarına Yadigâr adı verilirdi. Dolayısıyla türküde bahsedilen sevdiği tarafından mecburen tek başına bırakılan Hediye zaten babasız büyümüştür. Bugünkü varyantları arasında en çok kabul gören sözler şunlardır: Hey onbeşli onbeşli Tokat yolları taşlı Onbeşliler gidiyor Kızların gözü yaşlı Aslan yârim kız senin adın Hediye Ben dolandım sen de dolan gel gediğe (beriye) Fistan aldım endazesi on yediye Gidiyom gidemiyom Az doldur içemiyom (Sevdim terk edemiyom) TRT Sevdiğim pek gönüllü Koyup da gidemiyom Aslan yârim kız senin adın Hediye Ben dolandım sen de dolan gel gediğe (beriye) Fistan aldım endazesi on yediye Giderim ilinizden (elinizden) Kurtulam dilinizden Yeşil baş ördek olsam Su içmem gölünüzden Aslan yârim kız senin adın Hediye Ben dolandım sen de dolan gel gediğe (beriye) Fistan aldım endazesi on yediye Tokat yolu kaldırım Düştüm beni kaldırın Hediye'min uğruna Vurun beni öldürün Aslan yârim kız senin adın Hediye Ben dolandım sen de dolan gel gediğe (beriye) Fistan aldım endazesi on yediye Feryadi Hafız İsmail Hakkı Bey'in 1927 kayıtlarında ise bu türkü şöyledir: Damdan attım kendimi Bulamadım rengimi Hovardalık pek kolay Öğrenmeli fendini Aslan da güzelim gız senin ismin Hediye Fındık, fıstık aldım güzel, yemiye Manto aldım güzel sana gey diye Hey onbeşli onbeşli Bağdat yolları taşlı Onbeşliler giderse Kızların gözü yaşlı Aslan da güzelim gız senin adın Hediye Ah efendim, saat geldi yediye Fındık, fıstık aldım gülüm ye diye Irmağı geçti gelin Gediği aştı gelin Eğil bir yol öpeyim Yüreğim geçti gelin Aslan da güzelim gız senin adın Hediye Manto da aldım güzel güzel gey diye Fındık, fıstık aldım gülüm yemiye Penceresi beş camdan Konyak içtim fincandan Al martini, vur beni Ben de bıktım (geçtim) bu candan Aslan da güzelim gız senin adın Hediye Manto da aldım güzel sana gey diye Fındık, fıstık aldım gülüm yemiye Sonuç Müzik dünyamızın dev eserlerinden olan Hey Onbeşli Onbeşli türküsü elimizdeki verilerin ışığında bir Tokat türküsüdür. Bu türkü ağıt olarak da oyun havası olarak da söylenebilmiştir. Halkın çoğunluğu bu türküyü oyun havası olarak dinlemiş ve sevmiştir. Feryadi Hafız Hakkı Bey varyantı ile günümüzde TRT repertuvarında söylenen varyant arasında söz olarak da müzik olarak da büyük değişiklikler görülmüştür. Demek ki anonim bir görünüme ulaşan türkünün son hali halkımız tarafında en az 100 yıllık bir sürecin ardından şekil bulmuş, müşterek kültür halini almıştır. Anonim eserler halkın ortak emeğinin bir ürünü oldukları için daha çok kabul gören eserlerdir. Dolaysıyla bu türkü de oyun havası olarak halkımız tarafından benimsenmiş ve yayılmıştır. Kaynakça: AKAR, Hasan – HASGÜL, Mahmut: 1914 Doğumlu Osman Asarkaya Röportajı, Tokat 2014. AKAR, Hasan – HASGÜL, Mahmut: Rıfat Kaya Röportajı Sivas, 2014. GÜNESEN, Burhan, Bir Asırda Anılarıyla Tokat Simalar, Tokat 2014. KAYA, Rıfat, “Feryadi Hafız Hakkı'nın Hayatı ve Musiki Serüveni”, Hayat Ağacı Dergisi, S. 13, Sivas 2009. KAYA, Rıfat, “Sivas'ta Türkü Kültürü ve Sivas Türküleri”, Sivas Kültür Envanteri, Sivas Valiliği Yay., 2012. KOYUNCU, Hayrettin, Öyküleriyle Türkülerimiz Tokat Yöresi, Tokat 2010. KURT, Necdet, “Hey Onbeşli”, https://bit.ly/2KcHcuq KÜLEBİ, Cahit, İçi Sevda Dolu Yolculuk, Ankara 2007. TURHAN, Salih- ADIGÜZEL, Selahattin, Tokat Türküleri ve Oyun Havaları, Ankara 2008. Mahmut Hasgül derlemesidir ...

via Sivas Herfene https://bit.ly/372lsgM

DİVRİKLİ NURİ ÜSTÜNSES Size bir türkü söylesem: “Gine gam yükünün kervanı geldi / Çekemem bu derdi bölek seninle” Bu deyişin, Deli Derviş Feryadî’ye ait olduğunu bilenleriniz olabilir. Ama bu deyişi, Divriği yöresinden derleyip repertuvarımıza kazandıran sanatçının Nuri Üstünses olduğunu bilen var mı? Türk Halk müziğinde, Divriği merkezi ve Çamşıhı yöresiyle kendine özgü ağzı var. Deyişler, semahlar, duvazlar ve diğer ezgilerle Türk Halk Müziği alanında Divriği önemli bir yere sahip. Asıl adı Mehmet Nurettin olan Nuri Üstünses, 1909 yılında Divriği’nin Gökçe Camii Mahallesinde doğdu. Kara Mahmut Oğulları ailesinden Şakir Bey’in oğluydu. Küçük yaşlarda saza, türküye, şiire merak saldı. Yörede söylenen türküleri öğreniyor, kendince türküler yakıyor, şiir denemeleri yapıyordu. Nuri Üstünses, hayatının baharında son Hicaz Valisi Küçük Mustafa Reşit Paşa’nın kızı Hacer Hanım’la evlendi. Henüz evliliğin pembe günlerini yaşayamadan Askerlik görevi için Divriği’den ayrıldı. Gurbet duygusunu şimdi daha iyi anlıyor ve yaşıyordu. “Eşimden ayrıldım yoktur kararım Uçan kuştan haberini sorarım….” Muzaffer Sarısözen’in Nuri Üstünses’ten derlediği bu türküyü o yılların ünlü sanatçılarından Erzincanlı Hafız Şerif de plağa okumuştu. Nuri Üstünses, Divriği’de Kızılay’da görev aldı. Bir süre öğretmensiz okullara giderek geçici öğretmenlik yaptı. Diğer yandan da müzikle uğraşısını sürdürüyordu. 1930’lu yılların sonunda Halil Bedi Yönetken, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses ile birlikte derleme yapmaya gelen Muzaffer Sarısözen’le tanıştı. Bu an hayatının bir dönüm noktasıydı. 1940 yılından sonra Muzaffer Sarısözen’in daveti üzerine Ankara radyosuna giderek Yurttan Sesler programlarında konuk olmaya başladı. 1950’li yıllarda Nuri Üstünses Divriği dışında da tanınıyordu. Anadolu’nun hemen her yerinde konserler veriyor, türküleri plaklara alınıyordu. O yıllarda Türk Halk Müziği sanatçıları şehirleri ile anılıyorlardı. Diyarbakırlı Celal Güzelses, Malatyalı Fahri, Erzincanlı Şerif, Zaralı Halil gibi o da Divrikli Nuri Üstünses olarak tanınmıştı. Nuri Üstünses, yöre türküleri, uzun havaları, mayalarıyla birlikte oyun havalarının da repertuarımıza kazandırılmasına katkıda bulundu, Unutulmaya yüz tutmuş bazı halk hikâyelerinde söylenen türküleri de repertuara kazandırmıştı. Bu hikâyelerden birisi “Aşan bilir karlı dağın ardını” sözleriyle başlayan türküyle ilişkili Kahramanmaraş yöresinde yaşamış Yazıcıoğlu Osman Ağa ile Yörük kızı Telli Senem’e aitti. Üstünses İstanbul’da Kızılay’da kırk yılını doldurduğu için Altın madalya ile ödüllendirildi. Sık sık İstanbul Radyosu’na davet ediliyor, yayınlara katılıyordu. 1967 yılında çok sevdiği eşini kaybetti. Bağlama çalan Nuri Üstünses, doldurduğu plaklarda klasik sazlar da kullandı. 10 Nisan 1978’de felç geçirdi. 18 Nisan 1978’de türkülerini armağan bırakarak aramızdan ayrıldı. İşte o türkülerden birini Nida Tüfekçi derlemişti: “Ulu Tanrı seni öğmüş yaratmış /Baş eylemiş güzellerin üstüne” Nuri Üstünses’in ölümünden sonra müzik piyasasında eserleri adeta yağmalandı. TRT repertuarında olanlar bile birçok sanatçı tarafından anonim olduğu öne sürülerek plaklara kasetlere okundu. “Beni görüp yüzün öte döndürme Yine benim gönlüm sendedir sende” Sözleriyle başlayan türküsü çok sevilmişti. Bir başka sevilen türküsünü 1955 yılında Ahmet Yamacı derlemişti: “Kara duta yaslandım / Yağmur yağdı ıslandım” KAYNAK : Ahmet ÖZDEMİR

via Sivas Herfene https://bit.ly/3iV6eQd

Sivas Yenidoğan mahallesi / 27 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/375fiws

Sivas Yenimahalle / 27 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/3i7V3o1

Yukarı tekke Abdulvahabigazi cami eski İmamı rahmetli dedem Halil Kaya'nın kabrinden Sivas 27 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/2Vftpwq

Sivas Çarşıbaşı mahallesi Nalbantlarbaşj / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3f1vDGU

Sivas Çukurbostan caddesi Yukarı tekke / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3x906sO

Sivas Yukarı tekkeden / şimdi

via Sivas Herfene https://bit.ly/3f1EbgG

Muzaffer Sarısözen'in hayatından notlar .. 1952 yılında Memil Sarısözen dünyaya gelir. Muzaffer Sarısözen, doğum sırasında Cizre’de derleme yapmaktadır. Derlemeye gitmeden önce, Neriman Altındağ’a: “Eğer kız olursa, “Yenge kızı bir tane”; oğlan olursa “Oğlan boynuma dolan” adlı türküyü, Yurttan Sesler’in programında dinlerim” der. Cizre’de derleme yaparken, Muzaffer Akgün, “Oğlan boynuma dolan” adlı türküyü söyler ve Sarısözen de oğlunun olduğunu anlar. Sarısözen, oğlu Memil’in adını şu şekilde bulur. Binboğa taraflarında derlemeye gittiğinde, “Burada ezgi derleyeceğimiz kişi varsa çağırın.” der. Oradaki kişi “Memil” diye bağırınca bu ses boşlukta yankılanır; Sarısözen’in çok hoşuna gider ve anlamını sorar. Memil’in yardımsever, merhametli, açık kalpli, iyi niyetli anlamına geldiğini öğrenir. Sonra kara kaşlı, kara gözlü, kendi tabiri ile yanaklarından kan damlayan bir adam gelir. Ondan türküleri derledikten sonra, defterin bir köşesine Memil adını ayrıca not alarak kendi yaşı ilerlediği için çevresindeki yakınlarının yeni doğan erkek çocuklarından birine bu ismi vermeyi düşünür. Daha sonra kendisine kısmet olur ve Neriman Hanım’a oğlan olursa bu ismi vermesini, kız olursa kendisinin karışmayacağını söyler.

via Sivas Herfene https://bit.ly/2UMTHGG

Sivas Gürün Gökpınar gölünün akarsuya yansıması / 23 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/3kYcgCh

Jandarma binasında tadilat var . Edindiğim bilgiye göre belediyenin binası yıkılıp belediye bu binaya taşınacak mış. Eğer doyruysa! .... Böyle tarihi bir bina müze olarak hizmet vermeli belediyenin burada ne işi var. Hem belediye binası çok ta güzel bir bina,neden yıkılıyor? Bir şehrin hafızası daha ne kadar silinebilir? Eğer duyumum yanlışsa bu paylaşımı yok sayın .

via Sivas Herfene https://bit.ly/2WmSrdJ

1900 lü yıllarda Sivas

via Sivas Herfene https://bit.ly/3zPz1g7

Murdar Irmak boyunca uzanan Sivas evleri ve ağaçlar.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3zw7gbW

1950 li yıllarda Sivas meydanda bir belediye otobüsü .

via Sivas Herfene https://bit.ly/3720FKc

3-4 katlı apartmandan bir daire alabilmek uğruna yok ettiğimiz güzel Sivas evleri sadece fotoğraflarda kaldı.

via Sivas Herfene https://bit.ly/3BIGJdF

Sivas Gürün Gökpınar gölü / 23 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/3y5ZMMI

Sivas Nalbantlarbaşı Vişneli cami / 25 Temmuz 2021

via Sivas Herfene https://bit.ly/3zwmf5O

Sivas Çayyurt mahallesinden İbrahim Şahin in mahallemizi anlatan kitabı Ağustos ayında çıkıyor

via Sivas Herfene https://bit.ly/3eTtQUc