MÜCEVHERDEKİ IŞIK, YA DA ATEŞ BÖCEĞİNİN MASALI Âşık Veysel’in sık sık konukları gelirdi. Konuklarını bazen evinde, bazen de meşhur bahçesinde ağırlardı. Konuklarla yaşanan şakalaşmalar, espriler dilden dile dolaşırdı. Âşık Veysel’i ara da bir de bizler davet ederdik. İşte böyle bir gündü, Âşık’ı eve davet etmiştik. Benim de küçük bir ses kayıt cihazım vardı. Âşık Veysel’e haber vermeden, konuşmaları, türküleri kayıt ediyordum. Âşık durumun farkına vardı. Bunun üzerine de; Mücevherdeki ışık masalını anlattı; ‘‘Zamanın birinde, bir padişahın, çok kıymetli bir mücevheri varmış, mücevherin içinde ise ışık ve kıl bulunuyormuş. Bu durumdan rahatsız olan padişah, duyurular yaparak, mücevheri kırmadan, kılı çıkaranı ödüllendireceğini söylemiş. Bunu duyan bir böcek çıkagelmiş, ‘beni kırk gün, mücevherle aynı kutuya koyun, kırk günün sonunda kılı çıkarırım’ demiş. Dediklerini yapmışlar, kırk günün sonunda bakmışlar ki, böcek ışığı almış, kıl yerinde duruyor. Padişah neden kılı çıkarmadığını sorunca da, böcek; ‘ ben alacağımı aldım’ demiş. ‘’ Âşık, masalı anlattıktan sonra; -İşte Veysel Hoca bunu yapıyor, ışığı alıyor, dedi. O gün, bu gündür, O’ndan almış olduğum ışığı, doğru yansıtmaya özen gösteriyorum. Veysel Kaymak
via Sivas Herfene https://bit.ly/3A20USQ
Yorumlar
Yorum Gönder