Ana içeriğe atla

KELLE PAÇA UNUTULDU SAĞLIK BOZULDU.... Maalesef yeme içme kültürümüz, geleneksel beslenme biçimimiz bozuldu. Kuşaktan kuşağa, anadan kızına aktarılan o kıymetli bilgiler, tarifler, usuller unutuldu gitti. Romatizma hastalığının en önemli nedenlerinden biri yiyeceklerle alınan kollajen miktarının azalmasıdır. Kollajen, bağ dokunun ana maddesidir. Kollajen olmadan insan vücudunun sağlıklı, diri ve dinç olması, ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Ama maalesef artık ihtiyacımız olan bu önemli maddeden yeteri kadar faydalanamıyoruz. Neden? Çünkü kollajen içeren gıdalardan giderek daha az tüketir olduk. Kollajen zengini gıdalara bir göz atalım dilerseniz. Paça, kemik suyu, kemikli et en zengin kaynaklardır. Kemik suyunu ele alalım. Eskiden yemekler hep kemikli etle yapılırdı. Şimdi kemikli et alan kalmadı. Herkes kuşbaşı veya kıyma alıyor. Paça çorbası içen de yok artık. Paçacılar bir bir kapanırken biz de kollajen zengini değerli bir besini kaybediyoruz. Eskiden et suyu yapmak için ilikli kemik kaynatılır, suyuna çorba, pilav yapılırdı. Şimdi herkes yemeklerinde kimyasallar ve katkı maddeleriyle dolu monosodyum glutamatlı bulyonlar kullanıyor. Eskiden bizi besleyen mis gibi et sularını attık yerine zehir koyduk. O bulyonların içinde neler olduğunu kimse sorgulamıyor. Tekrar ediyorum: Yemeklerinize lezzet için zehir katıyorsunuz. Bizim anneannelerimiz, babaannelerimiz evlerinde düzenli olarak işkembe, kelle, paça yapardı. Sonraları bu tarifler unutuldu gitti, kimse evinde bu çorbaları yapmaz oldu. Gelenekten koptuk. Üstüne bir de kolesterolü karalama kampanyası devreye girince, bırakın evde pişirmeyi kültürümüzün değerli bir parçası olan işkembe, paça çorbacılarına gitmeyi de bıraktık. Ne kendimiz içtik, ne de çocuklarımıza içirdik. Neyse ki, son senelerde kemik suyu, paça çorbası gibi şifalı besinlerin değerini anlamaya, unutulmaya yüz tutmuş bu lezzetleri yeniden keşfetmeye başladık. Dolayısıyla, romatizmal hastalıklardan korunmak için öncelikle diyetinize kollajen zengini gıdaları eklemeniz gerekiyor. Mutfak alışkanlıklarınızda yapacağınız basit değişikler büyük fark yaratacaktır. Etli yemek mi pişiriyorsunuz? Eti kemiğiyle koyuverin. Bulyon kullanmayı da bır


via Sivas Herfene https://bit.ly/3njs7Li

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayriye Karayurt Bir eğitim neferi . Kendisi 40 yıl Sivasımız da ilkokul öğretmenliği yapmış nice çocuklar yetiştirmiştir. Cumhuriyet ilkokulunda çalıştığı zamanlar 1971 yılında yılın öğretmeni seçilmiş başarılı bir eğitimci . Şu an kendisi halen memleketi olan Sivas’ta yaşamını sürdürüyor. Değerli hocamıza sağlıklı ömürler dileriz.

via Sivas Herfene https://bit.ly/45TwjGs
via Sivas Herfene http://bit.ly/2t7LRF9

Pamukpınar öğretmen okulu Tarihçe Pamukpınar Köy Enstitüsü, Sivas-Tokat karayolu üzerinde Yıldızeli’nin 5 km kuzeyinde 1941 yılında kuruldu. Pamukpınar adının nereden geldiğinin iki ayrı söylencesi var: 1. hoş içimli kaynak suyundan geliyor. 2. yerleşke bölgesinde yüzeyden akan kireçli pınar suyu aktığı yerleri beyaza dönüştürdüğünden Pamukpınar adı kalıcılaşıyor. Kısacası Pamukpınar ismi bir sudan geliyor. Pamukpınar topraklarının istimlak işleri 1938 yılında yapıldı. 700 dönümlük arazi üzerinde 1941 yılında faaliyete geçti. Okulun yerleşme ve spor alanları hariç 400 dönüm ekilip, işlenebilir arazisi vardır. Akçadağ Köy Enstitüsü’nde okuyan Sivas, Tokat ve Erzincan’lı öğrenciler (efsane öğretmenimiz Ömer Yurdagül’ün rehberliğinde) getirilerek 2. ve 3. sınıflar oluşturuldu. Adı geçen illerin köylerinden, ilkokulu bitiren öğrenciler alınarak 1. sınıflar oluşturuldu. Başta okul müdürü Ethem Salmangil, bir müdür yardımcısı, üç öğretmen ve yüz seksen öğrenci ile eğitim-öğretime başlandı. Henüz derslik, yemekhane, yatakhane ve lojman binaları yokken; öğrenciler Yıldızeli’ndeki Cumhuriyet İlkokulu’nun zemin katında yatıyor, yemeklerini de orada yiyorlardı.. Havaların iyi olduğu günlerde Pamukpınar’a gidilerek temeller kazılıyor, tuğlalar hazırlanıyor, binaların yapımında öğrencilerin de beden gücünden yararlanılıyordu. 1942 yılından itibaren normal eğitim-öğretimin yanı sıra eğitmenler de yetiştirilmeye başlandı. Askerliğini yapmış, okuma yazma bilen erkekler alınarak, Nisan ayı ie Ekim ayı arasında kurslarda yetiştirilip, köylere Eğitmen olarak gönderiliyorlardı. Yetişkin bu insanlardan binaların yapım ve bakımlarında da yararlanıldı. Bu Eğitmenler’in kırsal bölgelerin eğitim ve kalkınmalarına büyük katkıları olmuştur. Eğitmen yetiştirilmesine 1948 yılına kadar devam edildi. Okulun kuruluşundan itibaren Döner Sermaye teşekkül ettirildi. Arazinin yarısı ekilip, biçilirken diğer yarısı nadasa bırakılıyordu. Örnek verirsek; 1964-1965 Ekim’i sonunda 8 ton arpa, 9 ton yulaf, 10 ton buğday, 2 ton saman, 3 ton ot, 1 ton yonca üretildi. Ayrıca büyükbaş hayvanlar ve kümes hayvanları da yetiştirilerek, bunların etinden, sütünden yararlanılıyordu. Yine küçük bir orman haline getirilen Pamukpınar arazisinde çam, söğüt, kavak, elma, erik, akasya, meşe vs. ağaçlar yetiştirilmiştir. Ayrıca yaz aylarında okulun büyük sınıf öğrencileri dönüşümlü olarak okula çağırılarak tarım işlerinde çalıştırıldı. Köy enstitüleri 1952 yılında zamanın yöneticileri tarafından kapatıldı. 1952 yılından itibaren 6 yıla çıkarılarak PAMUKPINAR YATILI ERKEK ÖĞRETMEN OKULU olarak eğitim öğretimini sürdürdü. 1976 yılından itibaren, ÖĞRETMEN LİSESİ’ne dönüştürüldü. 1988 yılına gelindiğinde; öğretmen lisesinin içinde bir de GÜREŞ OKULU açılarak; 1990 yılına kadar çift okullu Eğitim Öğretim sürdürüldü. 1990 yılından 1997 yılına kadar PAMUKPINAR ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ adiyla faaliyetine devam etti. 1997 yılından itibaren, YATILI İLKÖĞRETİM BÖLGE OKULU’na (YİBO) dönüştürüldü. 2014 yılından beri ise YATILI BÖLGE ORTAOKULU statüsünde Eğitim ve Öğretim’e hizmet veriyor. Pamukpınar 4000′e yakın öğretmen yetiştirerek yurdun her tarafına göndermiştir. Yurdumuzun her tarafında Pamukpınar’dan yetişmiş hemen her meslekten insana rastlamak mümkündür. PAMUKPINAR’DAN YETİŞENLER Cahit Külebi Şair Sabri Özer Şair ve Yazar Mahmut Özdermir Bakan Nihat Canpolat Vali Amir Çiçek Vali Halil İbrahim Akça Büyükelçi Mehmet Çağlar Genel Müdür Necati Yalçın Prof. Dr. Hüsnü Aydoğdu Müzisyen Dursun Çiçek Albay Dr. – Mv. Şeref Eroğlu Güreşçi (Dünya Şampiyonu) Hakkı Bulut Sanatçı Mehmet Güler Yazar Hasan Göztepe Yazar Ali Doğan Halk Ozanı Tevfik Karakaya Profesör Niyazi Ünsal Eski Erzincan Senatörü Emin Özdemir Yazar Mehmet Ceylan Profesör Dr. Kadim Ceylan Profesör Dr. Ahmet Erbil Fizik Prof. Dr. Amerika (NASA) Orhan Çakırer Prof. Dr. Ali Bozkurt TÖB-DER Genel başkanı Abbas Cılga Şair- Yazar Hazım Zeyrek Şair- Yazar Mehmet Adem Solak Şair- Yazar

via Sivas Herfene http://bit.ly/2s3MhyS