Ana içeriğe atla

Son zamanlarda Sivas'ı anlatan güzel bir yazı okumuşsunuzdur muhakkak ama bu kadar güzel yazı okudunuzmu onu bilemiyorum.... Sivas; hakkında konuşup yazmanın hem çok zor olduğu hem de insanın bir gönenç ve konuşkanlığa kapılıp gittiği her yönüyle farklı ve münbit bir şehirdir. Onun hakkında söz söylemek zordur; çünkü deneyimli, güngörmüş, nitelikli bir şehirdir. Külyutmaz.Ucuz numaraları hemen fark eder. İkiyüzlülüğü sevmez. Ayni zamanda kolaydır; çünkü yüce gönüllüdür. Müşfik ve merhametlidir. Babacanlığıyla sarıp sarmalar, kusurunuzu uluorta yüzünüze vurmaz. Yaşlanmayı unutan bir şehirdir Sivas. Bu yüzden hiçbir zorbaya, soytarıya, hödüğe, vefasıza, halden bilmeze eyvallahı yoktur. Harbidir. Delikanlıdır. Rol kesmez, olduğu gibi görünür hep. Kimsenin keyfi için dilini ve eğnini değiştirmez. Dimağını kirletmez. Safını, suyunu, sofrasını satmaz. Karnından konuşmaz. Doğruluğu alenidir, eğriliği âşikâr. Bakınca içi görülen tiril tiril çocukların şehridir Sivas. Onlar ki kendi aralarında sürekli dövüşürler; fakat o dövüşü başkalarının ayırmasına da huylanırlar. Centilmendirler aynı zamanda, Ağzını burnunu kırdıkları adama bile "gardaş" diye seslenirler. Bir doğa Koalisyonudur Sivas. Dağlarla ırmaklar birbirleriyle hiç usanmadan oynaşıp durur onda. Keltoş arazilerle gür korular birbirlerini hiç yadırgamadan koyun koyuna uyurlar. Sarhoşu, berduşu bile Allah'a düşkündür Sivas'ın. Bir haneden bir Pir Sultan ezgisi duyulur, bir diğerinden Kur'an âyetleri sökün eder. Veysel'in nağmelerini de pelesenk eder diline, Sarısözen'in içli ezgilerini de. Ulema vaazına da tanık olursunuz onda, usturuplu külhanbeyi narasına da. Hitabeti düzgün, matematiği zayıftır Sivas'ın. Nüfusu, parmak hesabına gelmeyecek kadar çoğalınca gurbete salar çocuklarını. Uzun uzun terk edilir. Yalnızlığa doymak bilmez yine de. Ama Sivas'ı unutmak mümkün değildir. Sivas'tan ayrılıp da Sivas'ı özlemeyen insan yok gibidir. Bu, herhalde hiçbir şehre nasip olmayan bir özelliktir. Ona kızarak, söverek ayrılanlar bile onun suyunu, havasını, türkülerini, madımağını, ekmeğini, kelimelerini, yanık yüzlerini arar durur bir yerlerde. Adama yapışan, adam olanın yakasını kolay kolay bırakmayan bir şehirdir Sivas. Döneriyle, etli ekmeğiyle, madımağıyla, itiyle, hingeliyle övündüğüne bakmayın siz; iklimiyle ünlüdür Sivas. Binlercesini kolayca öğütüp gitse de adam yetiştiren büyülü, tuhaf, verimli havasıyla ünlüdür. İnsana bitimsiz bir tedirginlik ve evham üfleyen koca bozkırın ortasında inadına 'enerjik' bir şehirdir. İnsan tükenmez orda. Eli kalem, dili kelâm tutan insan kıtlığı yaşanmaz. Sözün semaveri boyuna kaynar durur. Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırarak sohbete koyulduğunuzda, hayat size "Üstü kalsın!" demekten başka bir çıkar yol bulamaz. ##################### Yazıyı kim yazmış bilmiyorum. Araştırdım ama hiç bir sonuç bulamadım. 14 sene önce bana mail olarak gelmiş. Paylaşmak istedim .


via Sivas Herfene https://bit.ly/3GLsqpR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayriye Karayurt Bir eğitim neferi . Kendisi 40 yıl Sivasımız da ilkokul öğretmenliği yapmış nice çocuklar yetiştirmiştir. Cumhuriyet ilkokulunda çalıştığı zamanlar 1971 yılında yılın öğretmeni seçilmiş başarılı bir eğitimci . Şu an kendisi halen memleketi olan Sivas’ta yaşamını sürdürüyor. Değerli hocamıza sağlıklı ömürler dileriz.

via Sivas Herfene https://bit.ly/45TwjGs
via Sivas Herfene http://bit.ly/2t7LRF9

Pamukpınar öğretmen okulu Tarihçe Pamukpınar Köy Enstitüsü, Sivas-Tokat karayolu üzerinde Yıldızeli’nin 5 km kuzeyinde 1941 yılında kuruldu. Pamukpınar adının nereden geldiğinin iki ayrı söylencesi var: 1. hoş içimli kaynak suyundan geliyor. 2. yerleşke bölgesinde yüzeyden akan kireçli pınar suyu aktığı yerleri beyaza dönüştürdüğünden Pamukpınar adı kalıcılaşıyor. Kısacası Pamukpınar ismi bir sudan geliyor. Pamukpınar topraklarının istimlak işleri 1938 yılında yapıldı. 700 dönümlük arazi üzerinde 1941 yılında faaliyete geçti. Okulun yerleşme ve spor alanları hariç 400 dönüm ekilip, işlenebilir arazisi vardır. Akçadağ Köy Enstitüsü’nde okuyan Sivas, Tokat ve Erzincan’lı öğrenciler (efsane öğretmenimiz Ömer Yurdagül’ün rehberliğinde) getirilerek 2. ve 3. sınıflar oluşturuldu. Adı geçen illerin köylerinden, ilkokulu bitiren öğrenciler alınarak 1. sınıflar oluşturuldu. Başta okul müdürü Ethem Salmangil, bir müdür yardımcısı, üç öğretmen ve yüz seksen öğrenci ile eğitim-öğretime başlandı. Henüz derslik, yemekhane, yatakhane ve lojman binaları yokken; öğrenciler Yıldızeli’ndeki Cumhuriyet İlkokulu’nun zemin katında yatıyor, yemeklerini de orada yiyorlardı.. Havaların iyi olduğu günlerde Pamukpınar’a gidilerek temeller kazılıyor, tuğlalar hazırlanıyor, binaların yapımında öğrencilerin de beden gücünden yararlanılıyordu. 1942 yılından itibaren normal eğitim-öğretimin yanı sıra eğitmenler de yetiştirilmeye başlandı. Askerliğini yapmış, okuma yazma bilen erkekler alınarak, Nisan ayı ie Ekim ayı arasında kurslarda yetiştirilip, köylere Eğitmen olarak gönderiliyorlardı. Yetişkin bu insanlardan binaların yapım ve bakımlarında da yararlanıldı. Bu Eğitmenler’in kırsal bölgelerin eğitim ve kalkınmalarına büyük katkıları olmuştur. Eğitmen yetiştirilmesine 1948 yılına kadar devam edildi. Okulun kuruluşundan itibaren Döner Sermaye teşekkül ettirildi. Arazinin yarısı ekilip, biçilirken diğer yarısı nadasa bırakılıyordu. Örnek verirsek; 1964-1965 Ekim’i sonunda 8 ton arpa, 9 ton yulaf, 10 ton buğday, 2 ton saman, 3 ton ot, 1 ton yonca üretildi. Ayrıca büyükbaş hayvanlar ve kümes hayvanları da yetiştirilerek, bunların etinden, sütünden yararlanılıyordu. Yine küçük bir orman haline getirilen Pamukpınar arazisinde çam, söğüt, kavak, elma, erik, akasya, meşe vs. ağaçlar yetiştirilmiştir. Ayrıca yaz aylarında okulun büyük sınıf öğrencileri dönüşümlü olarak okula çağırılarak tarım işlerinde çalıştırıldı. Köy enstitüleri 1952 yılında zamanın yöneticileri tarafından kapatıldı. 1952 yılından itibaren 6 yıla çıkarılarak PAMUKPINAR YATILI ERKEK ÖĞRETMEN OKULU olarak eğitim öğretimini sürdürdü. 1976 yılından itibaren, ÖĞRETMEN LİSESİ’ne dönüştürüldü. 1988 yılına gelindiğinde; öğretmen lisesinin içinde bir de GÜREŞ OKULU açılarak; 1990 yılına kadar çift okullu Eğitim Öğretim sürdürüldü. 1990 yılından 1997 yılına kadar PAMUKPINAR ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ adiyla faaliyetine devam etti. 1997 yılından itibaren, YATILI İLKÖĞRETİM BÖLGE OKULU’na (YİBO) dönüştürüldü. 2014 yılından beri ise YATILI BÖLGE ORTAOKULU statüsünde Eğitim ve Öğretim’e hizmet veriyor. Pamukpınar 4000′e yakın öğretmen yetiştirerek yurdun her tarafına göndermiştir. Yurdumuzun her tarafında Pamukpınar’dan yetişmiş hemen her meslekten insana rastlamak mümkündür. PAMUKPINAR’DAN YETİŞENLER Cahit Külebi Şair Sabri Özer Şair ve Yazar Mahmut Özdermir Bakan Nihat Canpolat Vali Amir Çiçek Vali Halil İbrahim Akça Büyükelçi Mehmet Çağlar Genel Müdür Necati Yalçın Prof. Dr. Hüsnü Aydoğdu Müzisyen Dursun Çiçek Albay Dr. – Mv. Şeref Eroğlu Güreşçi (Dünya Şampiyonu) Hakkı Bulut Sanatçı Mehmet Güler Yazar Hasan Göztepe Yazar Ali Doğan Halk Ozanı Tevfik Karakaya Profesör Niyazi Ünsal Eski Erzincan Senatörü Emin Özdemir Yazar Mehmet Ceylan Profesör Dr. Kadim Ceylan Profesör Dr. Ahmet Erbil Fizik Prof. Dr. Amerika (NASA) Orhan Çakırer Prof. Dr. Ali Bozkurt TÖB-DER Genel başkanı Abbas Cılga Şair- Yazar Hazım Zeyrek Şair- Yazar Mehmet Adem Solak Şair- Yazar

via Sivas Herfene http://bit.ly/2s3MhyS